28 ŞUBAT TÜRK BAHARI-1

Yıl 1996’ya gelindiğinde;

Siyaset aleminde, 30 yıllık milli görüş balonunun patlaması

Cihat aleminde, RİSALE-İ NUR’un yeni bir hamlesi olan aczmendiliğin zemin tutması

Saltanat aleminde, laik cumhuriyetin sahiplerinin kendi ayağına sıkması ve kemalizmin son hamlesini yapıp son devresine girmesi vardır.

Evet milli nizamdan başlayan ve islami hareketleri demokratik bir çerçeveye hapsetmeye çalışan partizan anlayış sonunu görmek için 30 yıl beklemiş ve bu sokağın çıkmaz olduğunu anlamıştı.

Maalesef Şeriat-ı İslamiyeyi demokratik ve laik bir zeminde yaşamaya razı olan bu anlayış 30 yıl boyunca partiler vesile hedef şeriat deseler de, hedefin parti ve demokrasi, şeriatçı söylemin vesile olduğunu lisan-ı halleriyle isbat etmişlerdi.

1922 yılında darbe ile başa geçen Kemalistler kurdukları cunta devletinin tamda bekasına hükmettikleri bir zamanda fenasının başlangıcı olan günler başlamış ve aczmendilere bulaşarak cami duvarına işemişlerdi. Kemalist dikta 28 Şubat darbesi ile kendi ayağına sıkıyor ve Türkiye’de yeni siyasi ve sosyolojik yapıya zemin hazırlıyordu.

BEŞER ZULM EDER KADER ADALET EDER… Bu kaideye dikkat! 

28 Şubat anadolunun baharıdır çünkü bahar mevsimi şiddetli fırtına ve kıştan sonra gelir. Rüzgarlar ve yağmurlar baharın müjdesidir. 28 Şubat kemalizmin artık perde arkasına çekilip sahneye en son ve kamil meyvesi olan FETÖ’yü sürmek için yaptığı ve adını POST-MODERN darbe koyduğu son hamledir.

28 Şubat laik Kemalist rejimin müsaade ettiği kadar Müslümanlığa razı olmuş ve Ahkamı İlahiyyeyi demokrasi nizamı zanneden tatlı su Müslümanlarının rahatını kaçırmıştı. Kemalistler zulmetmişti. Çünkü bütün islami dernek, kurs, vakıf vb. müesseseleri hatta sermaye gruplarını dahi dağıtıp birçoğunu cezaevine atmıştı.

Kader adalet etmişti çünkü bu anlayış zemini hakiki ve has yani küfürle asla ittifak etmeyen ve ya biz ya onlar diyen Müslümanların önündeki en büyük engeldi. Cenab-ı Hak Hakimiyet-i İslamiye’ nin önünü açmak için zalimin eliyle esir ruhlu Müslümanları bertaraf ediyordu.

Yıl 1996 28 Aralık; Kader okunu öyle bir atmıştı ki zalim rejim bir yandan tatlı su Müslümanlarını tasviye ederken, gözü kararmış canavar habis ruhuyla öyle bir mazlumun ahını alıyordu ki bu ah onun ölüm fermanıydı. Kadıköy’de kırdığı kapıyla Müslüm Efendi’nin Harim-i İsmeti’ ne el uzatmış ve hem elinin hem başının kesilmesine fetva vermişti. Bundan sonra artık rejimin temelleri bir daha asla yerine oturmayacak şekilde patlamıştı. Kaderin adaleti bu masuma istikbaldeki zafer müjdesini fısıldarken zalimede zulmünün bedelini ödetecekti. 

DEVAM EDECEKTİR…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ahmet Edip
Ahmet Edip - 4 yıl Önce

Eline diline kalemine sağlık Ferit abim. Kader-i İlahî yüzyıllık gayr-ı meşru bir rejimi kuvve-i velayetin kaçınılmaz tuzağına düşürdü. Yolun sonundalar artık.

Said özışık
Said özışık - 4 yıl Önce

Allah razı olsun ferit efendi Allah sizin gibi abilerimizi başimızdan eksik etmesın

Atlıpiyade
Atlıpiyade - 4 yıl Önce

Güzel bir yazı lakin türk baharı demişsiniz. Bu bahardan anadolunun türkiyenin diğer unsurlarının hakkı hissesi ve beklentisi yok mudur?

FERİD
FERİD @Atlıpiyade - 4 yıl Önce

Anadolu müslümanları ve merkez-i hilafet olan bu memleket manasınadır.

Mehmet Murat
Mehmet Murat - 4 yıl Önce

ALLAH C.C E BEDEN RAZI OLSUN AMİN AMİN AMİN