EĞİTİM ŞART!!!

Bir zamanlar filim miydi reklam mıydı tam hatırlamıyorum bir suç çetesi baskınla yakalanırken çetebaşı olan uyanık, yaptıkları işin suç değil ciddi ve bilimsel bir halt yeme olduğunu belli etmek için polis arabasına binerken kameralara “çekmeyin” demek yerine “Eğitim Şart!” diyordu.

Bu maskaralıktan bir tık daha yukarıda olanlar ise televizyonlarda ki oturumlarda ahkam kestiklerinde olur olmaz tıkandıkları her yerde aynı klişeyi sakız ederlerdi. “Eğitim Şart!”.

“Ne eğitimmiş yav bu” dersiniz hani. Yemekten önce- yemekten sonra, uykudan önce-uykudan sonra her türlü durumda “Eğitim Şart!”.

Anlı şanlı profların, doçların, fordların bu laftan anlamaz halka söyledikleri meşhur bilimsel dayatma! “Eğitim Şart!”.

Milleti kandıracak söz mü bitti? Hemen gelsin meşhur söz. “Eğitim Şart!”.

Rejimin kurulduğu günden beri milleti hayvan görmesinin dışa vurumu olan en büyük yaptırımı. “Eğitim Şart!”.

Şimdiler de ise açtıkları turizm sezonu. tatil sezonu, meyhane, sinema, eğlence, dinlence vs vs sayesinde 500-600 lü vakalardan tekrar 30.000 li vakalara fırlayan ve her gün 250-300 kişiyi öldüren virüse karşı kahramanca duruşun sloganı haline getirdikleri meşhur laf. “Eğitim Şart!”.

29 eylülün bültenlerinde sağlık bakanı Fahrettin Koca 400.000 aktif vakanın dörtte biri çocuklar diyor. Yani 100.000 çocuk. Mühim değil. “Eğitim Şart!”.

Hükumet yanlısı haber sitelerinde bile manşet halinde. “Son dakika haberi! Çocuklarda vaka sayısı pik yaptı”. Vaka mı? Pik mi? Çocuk mu? Geçiniz bunları. “Eğitim Şart!”.

Haberlerde bugün toplanacak “Bilim Kurulunun” gündem maddelerinden birisi “hamile kadınlarda” ve çocuklarda virüsün etkileri. Olsun efendim. “Eğitim Şart!”.

Vaka sayıları şimdikine göre eften püften seviyelerde iken her yeri kapatıyorduk. Herkesi evlere hapsediyorduk. Ama artık uyandık ey virüs, korona, alfa, beta, delta artık bizi kararımızdan geri döndüremezsin, çünkü “Eğitim Şart!”.

Çocuklar yoğun bakımlara düşüyormuş, çocuk yoğun bakım birimleri yeterli sayıda varmış, yokmuş. Hiiiç önemli değil. Biz çocukları Çanakkale savaşlarında bile cepheye sürmüş milletiz. Bizi korkutamazsınız. Her hal u kârda “Eğitim Şart!”.

Milli Eğitimin Bakanının ağzında koca koca laflar. Okulların açık kalması “milli güvenlik meselesi” imiş. Bu sebeple okullar kapanmayacak. “Eğitim Şart!”.

Sağlık değil Eğitim. Hem de yüz yüze. E ama biz sizin bu yüzünüzü görmekten bıktık artık ey devletlu hazretler. Olsun bıksanız da “Eğitim Şart!”.

Yüz yüze, diz dize, göz göze her şekilde “Eğitim Şart!”.

Yav online olarak ta oluyordu bu her derde deva eğitiminiz. Şimdi ne oldu?

“Konuşma layn, onlayn filan yok artık. “Eğitim Şart!”.

Ölmek var, yoğun bakımlarda aylarca sürünmek var, bir kişiden onlarca kişiye bulaştırmak var. Varsın olsun. “Eğitim Şart!”.

İhtiyarlardan kurtulduk şimdi sıra çocuklarda mı diyesi geliyor insanın. Kılçıklık yapma ey millet. “Eğitim Şart!”.

Böyle yazınca işin ciddiyeti kayıyor sanki.

Neymiş bu kemalizmle malul, laiklik denen dinsizlikle yoğrulmuş, dinden-imandan bi behre vazgeçemedikleri eğitim? Asrın vekili. Mütefekkirinin kaleminden aktaralım. Ne menem şeymiş bu ölüm ve salgın pahasına vazgeçmedikleri eğitim dedikleri şey.

“Dördüncü taife ki, çocuklardır. Bunlar, hamiyet-i milliyeden merhamet isterler, şefkat beklerler. Bunlar da za'f u acz ve iktidarsızlık noktasında; merhametkâr, kudretli bir Hâlıkı bilmekle ruhları inbisat edebilir, istidadları mes'udane inkişaf edebilir. İleride, dünyadaki müdhiş ehval ve ahvale karşı gelebilecek bir tevekkül-ü imanî ve teslim-i İslâmî telkinatıyla o masumlar hayata müştakane bakabilirler. Acaba alâkaları pek az olduğu terakkiyat-ı medeniye dersleri ve onların kuvve-i maneviyesini kıracak ve ruhlarını söndürecek, nursuz sırf maddî felsefî düsturların taliminde midir? Eğer insan bir cesed-i hayvanîden ibaret olsaydı ve kafasında akıl olmasaydı; belki bu masum çocukları muvakkaten eğlendirecek terbiye-i medeniye tabir ettiğiniz ve terbiye-i milliye süsü verdiğiniz bu firengî usûl, onlara çocukçasına bir oyuncak olarak, dünyevî bir menfaatı verebilirdi. Mademki o masumlar hayatın dağdağalarına atılacaklar, mademki insandırlar; elbette küçük kalblerinde çok uzun arzuları olacak ve küçük kafalarında büyük maksadlar tevellüd edecek. Madem hakikat böyledir; onlara şefkatin muktezası, gayet derecede fakr u aczinde, gayet kuvvetli bir nokta-i istinadı ve tükenmez bir nokta-i istimdadı; kalblerinde iman-ı billah ve iman-ı bil-âhiret suretiyle yerleştirmek lâzımdır. Onlara şefkat ve merhamet bununla olur. Yoksa, divane bir vâlidenin, veledini bıçakla kesmesi gibi, hamiyet-i milliye sarhoşluğuyla, o bîçare masumları manen boğazlamaktır. Cesedini beslemek için, beynini ve kalbini çıkarıp ona yedirmek nev'inden, vahşiyane bir gadirdir, bir zulümdür. Mektubat ( 421 )

İşte bu “Eğitim Şart!” dedikleri ve vazgeçmedikleri eğitim(!) budur. Ve vazgeçmemekteki kararlılıklarının sebebi de yukarıdaki satırlar arasındadır.

Ey devlet başkanımız. Artık Aile ve Milli(!) Eğitimin başına gerçekten milli olan birini getireceğinden ve bu iki kurumun millileşeceğinden yana umudumuz kalmadı.

Ancak görmüyor musun çocukları feda etmek pahasına sana çözüm diye dayattıkları bu yüzsüz “yüzyüze eğitim” saçmalığını. Salgının kol gezdiği bir toplumda “milli güvenlik” meselesi olan çocukların eğitimi midir, yoksa çocukların sağlığı mıdır?

Sağlığı tehdit altında olan geleceğin nesillerine nasıl ve neyin eğitimini vereceksiniz?

Etrafını saran kravatlı ve abiyeli danışman isimli dalkavukların millete ve sana ettiklerini görmüyor musun?

Bir zamanlar sana ve devlete güvenin ve adaletin canına okuyan “İstanbul Sözleşmesi” ve 6284 cinayeti ile tezgah kuran zihniyetin bu defa aynı suikastı çocuklarımızın sağlığı üzerinden ve “eğitim” maskesi altında yaptıklarını görmüyor musun?

Salgın süresince online eğitimin her türlü teknik altyapısı hazırlandı. Bu aşamaya kadar her şey hazır olduğu halde bari bırak çocuğunu korumak isteyen aileler başlarına bela olan ve eğitimle hiçbir alakası olmayan bu kahrolası gayr-i milli eğitimi “yüzyüze” değil tek güvenli yerleri olan “evlerinden” alsınlar.

Bari bu kadarını yap. Bu ceberrutluğa, dayatmaya son ver.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Aczimendi
Aczimendi - 2 yıl Önce

Yazıyı okudukça millet olarak ne kadar çaresiz ve savunmasız olduğumuzu bir kere daha hissettim. Onlar "evet " diyor olan bize oluyor onlar"hayır" diyor olan yine bize oluyor.. Bu yazının bütün hesaplarda paylaşılması lazım fakat ne sesimizi duyan var nede bizi ciddiye alan.. Allah razı olsun yüreğinize sağlık

mehmed
mehmed - 2 yıl Önce

Allah razı olsun

kehya
kehya - 2 yıl Önce

bu yazı uzerine ekleyecek bişey yok..tek bir şey var o da kahrolsun kamalizm

Abdullah Balcı
Abdullah Balcı - 2 yıl Önce

İnşAllah yerine ulaşır