EVRAD VE EZKARA YAPIŞILACAK ZAMAN...

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Rahmetli babam gençlik yıllarında yaşadığı ibret-amiz bir hadiseyi zaman zaman yeri geldikçe anlatıyordu;

milletin dipçik zoruyla dinden imandan uzaklaştırıldığı;

gençliğin Kur'an'dan, ahlaktan zulüm ve baskıyla mahrum bırakıldığı  yıllarda  bir pazar günü arkadaş grubuyla kır eğlencesine çıkarlar.

Oyun, eğlence havasının verdiği taşkınlıkla ağız bozmalar, fena lakırdılar.. gittikçe dozajı artan kendini kaybetmeler...

Kafadarların tam bu hadlerini aşma anlarına denk gelen, hiç hesapta olmayan bir şey olur;

ayaklarının altından yer kaymaya başlamıştır.. evet ne hayal ne rüya.. toprak tabakası haylazları sanki yutacak gibi tehditkarane haraketlenir...

Kimisi bet beniz gitmiş, euzü besmele çekerek bildiği dualardan başlar...

kimi ağlayarak sızlayarak Salavata devam eder...

Gözleri nerdeyse yuvalarından fırlayacak gibi dehşete kapılıp feryatlar figanlar içinde af dileyenler...

Bin pişmanlık ve nedamet duygularıyla çığlık çığlığa sağa sola kaçışanlar...

Bir başka ibretli ve hikmetli bir deprem hadisesi de Hz. Üstadın kastamonu hayatı safhasında yaşanır:

1943 yılı Haziranında Adapazarında meydana gelen müthiş bir depremden bahsedilir.

Depremden bir kaç saat evvel tiyatrocu kızlar çırılçıplak olarak çarşı ve pazarda gezdirilir...

Peşlerinden sürükledikleri binden fazla seyirciyi tiyatro binasında toplarlar...

oyun başlarken, birdenbire dehşetli bir sarsıntı ile o bina hayasızların başına çöküp yerle bir olur.

O zamandan bu yana müsbet yönde değişen ne oldu derseniz?..

Kemalizm ve Fetö patentli musibetli projelerin cemiyetin maneviyatını, ahlakını bozmak yönünde;

adım adım, sinsi sinsi hayata geçirilmesi neticesinde üzülerek söylemek gerekirse;

bir milim bile yol kat'edilemediği gibi cemiyetteki bozulma, yozlaşma, ahlaki çöküş her geçen gün gittikçe hız ve ivme kazandı.

Halihazır yeryüzü coğrafyasına baktığımızda;

afetler, felaketler zincirlerinin birbirini takip ettiklerini görüyoruz.

İşte 2020 başında!! Dikkafalı, nankör, inatçı beşere sunulan nadide hediyelerden (!) bazıları: 

Çaresi bulunmazsa tahmini dünya nüfusunun beşte birini telef istidadında olan Koronavirüs salgını...

Avustralya'da çıkan müthiş yangın...

ardından aman ha susuz kalmayalım diyerek;

çok su tükettikleri gerekçesiyle sayısı belirsiz masum deve katliamlarının hemen akabinde;

zalimlerin yüzlerine adeta şamar gibi inen tufan misillü sel ve su taşkınları!!!

Şili'de hakeza sel felaketi...

Güney Afrikayı kasıp kavuran çekirge afatı...

Dahilde, hariçte vukua gelen yer sarsıntıları, depremler, çığ felaketleri, heyelanlar, fırtınalar, uçak kazaları, yangınlar...

Hz. Bediüzzaman, bu gibi afet ve felaketlerin beşerin isyanları, azgınlıkları yüzünden gazab-ı ilâhiden olarak zuhura geldiğini beyan eder.

Dünya bir hırpalanma safhasına giriyor manasında bu yaşanılanlar işaret fişekleri gibi görünüyor...

O halde müslümanlar olarak bizler her türlü isyan ve azgınlıkları terkedip, Cenab-ı Hakk'a yalvarıp yakarıp evrad ve ezkarlarımıza sımsıkı yapışmalıyız.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Aczmendi 02
Aczmendi 02 - 4 yıl Önce

Şu zamanda İslam'ı yaşayan o kadar az insan varki yeryüzünde müslüman olanını fasık, fasık olanını müslüman sanıyoruz .ne tür bir çağda yaşıyoruz yazıklar olsun bir Musab b.umeyr olamayan Muhammed ümmetiyim (ASM)diye ortalıkta geçinen gence ...çocuğuna Allah'ı öğretmeyen Anne Babaya ,ihtiyarlık vaktinde moda diye çağın gençlerine uyan ihtiyarlara...yazıklar olsun...Rabbim Üstadımızı,mürşidimizi ,aczmendiyi,evradımızın noksanlığını göstermesin..AMİN

Esra
Esra - 4 yıl Önce

Ellerinize sağlık çok güzel olmuş Rabbımmizi gazablandıracak amallerden cümlemizi korusun Amin

Farabi
Farabi - 4 yıl Önce

Musibetlerin esası olan ihtar-ı ilahiyi tahfif ederek bu minvalde bu istikamette yürümeye devam edersek bu musibet ve belaların ardı arkası kesilmeyecek Allahualem..Rabbim hayırla uyandırsın tez zamanda ümmet-i muhammedi..

Bela
Bela - 4 yıl Önce

Allah bize merhamet etsin

Deniz
Deniz - 4 yıl Önce

Kaleminize sağlık istifade ettik.