AKCİĞER KANSERİNDE GEVEN OTU, KALINBAĞIRSAK KANSERİNDE KETEN TOHUMU ETKİLİ
(Geven otu)
Sadece zerdeçalın etken maddesi olan kurkumin ile ilgili 5.000'e yakın hücre, hayvan ve insan çalışmalarının yapıldığını görüyoruz. Dolayısıyla da bu literatür incelendiği zaman pek çok kanser türünde bitkilerin etkili olduklarını görebiliyoruz. Latince isimi Astragalus membranaceus olan ülkemizde Geven Otu olarak bilinen Asya kökenli bitki akciğer kanserlerinde oldukça etkili bir tedavi desteği olarak kullanılmaktadır.
geven otu
Türkiye'de çok miktarda bulunan çörek otu, akciğer kanserlerinde etki edebileceği gösterilen bir diğer bitki türüdür. Ancak ülkemizde ve dünyada pek çok farklı alt türü olan bu otların hangisinin kanser hastalığında güvenle kullanılabileceğini söyleyecek kişi yine fitoterapi uzmanlığı da olan bir onkoloji uzmanı olacaktır.
Zerdeçal ve tansiyon problemi yaşamayan hastalarda yeşil çay kullanılabilecek bitkilerdendir. Kalın barsak kanserlerinde keten tohumu, çörek otu, coriolus versicolor isimli bir mantar türünün etkili olduğu belirtilmiştir.
Prostat tümörlerinde de ısırgan kökü destek olarak fayda ettiği gösterilmiştir. Yine doamteste bulunan likopen maddesinin, prostat kanserinde fayda sağladığı gösterilmiştir. İdrar yoluyla ilgili semptomların azalmasında bazı hastalarda fayda sağlamaktadır.
Keten Tohumu
ISIRGAN KÖKÜ
Kanser tedavisinde fitoterapinin tedavi sürecine dahil edilmesiyle, üremekte olan kanser hücrelerinin engellenmesinde kemoterapi ve radyoterapiye destek sağlanması (antikanserojen etki), kronik iltihap odaklarının iyileştirilmesi (antiinflamatuar etki), serbest oksijen radikallerinin vücuttan nötralize edilerek uzaklaştırılması (antioksidan etki), bağışıklığın güçlendirilmesi ile bağışıklık sistemini daima kanserle savaşır duruma getirilmesi sağlanabilmektedir.
Bitkilerle tedavinin diğer bütün hastalıklarda olduğu gibi çok dikkatli ve konunun uzmanı olan bir "Fitoterapist Onkolog" tarafından önerilmesi gerekir. Çünkü bu bitkiler özellikle birden çok çeşidinin birlikte kullanılması ile toksik etkileri de ortaya çıkabilmektedir. Kimyasal yapılar olmaları sebebiyle kemoterapi ve radyoterapi ile kullanımlarında ciddi etkileşimlere girerek, toksik etkileri söz konusu olabilmektedir.
Kanser tedavisinde fitoterapinin tedavi sürecine dahil edilmesiyle, üremekte olan kanser hücrelerinin engellenmesinde kemoterapi ve radyoterapiye destek sağlanması (antikanserojen etki), kronik iltihap odaklarının iyileştirilmesi (antiinflamatuar etki), serbest oksijen radikallerinin vücuttan nötralize edilerek uzaklaştırılması (antioksidan etki), bağışıklığın güçlendirilmesi ile bağışıklık sistemini daima kanserle savaşır duruma getirilmesi sağlanabilmektedir.
Bitkilerle tedavinin diğer bütün hastalıklarda olduğu gibi çok dikkatli ve konunun uzmanı olan bir "Fitoterapist Onkolog" tarafından önerilmesi gerekir. Çünkü bu bitkiler özellikle birden çok çeşidinin birlikte kullanılması ile toksik etkileri de ortaya çıkabilmektedir. Kimyasal yapılar olmaları sebebiyle kemoterapi ve radyoterapi ile kullanımlarında ciddi etkileşimlere girerek, toksik etkileri söz konusu olabilmektedir.
BROKOLİ
Brokolinin içeriğinde bulunan biyoaktif bileşikler vücudun antioksidan kapasitesini arttırır, antimikrobiyal etkiler gösterir ve böbrek, prostat, idrar kesesi, akciğer ve rektum kanseri riskini azaltır ve büyümüş tümörlerin gerilemesine katkı sağlar. Brokolide yeterli miktarda folat (B9 vitamini) alınmasıyla, kolon, mide, pankreatik ve servikal kanserlere karşı koruma sağlamada umut vericidir. Brokoli de bulunan bir bileşik olan sülforafan vücuttan ekstra östrojeni uzaklaştırmasıyla özellikle göğüs, rahim ve kolon kanseri için yararlıdır.
KURU DUT
Antioksidanlar bakımından zengin olan kuru dut, kansere karşı iyi bir koruyucudur. Çin tıbbında yüzyıllar boyu kansere karşı şifa amacıyla kullanılmıştır ve yapılan bilimsel çalışmalar bu uygulamaların haklı olabileceğini göstermiştir. Özellikle siyah dut son zamanlarda kansere karşı önerilen meyvelerin başında gelmektedir.