"S300 ve S400’lere ihtiyacımız yok"

Savunma sanayisinde yerlileşme yüzde 80’lere yaklaşıyor. Yerli üretilen ürünlerden birçoğunda imzası olan ASELSAN en büyük yerli şirketlerden biri. Hava savunma sistemlerini yapıyoruz. S300, S400’lere ihtiyacımız yok.

"S300 ve S400’lere ihtiyacımız yok"

Aselsan Genel Müdürü Haluk Görgün ile savunma sanayinin beyni ASELSAN’ı gezdik. Hava savunma sistemi başta olmak üzere yerli ve milli ürünleri Milliyet’e anlatan Görgün, ‘S300 ve S400’lere ihtiyacımız yok’ diyor.

Savunma sanayisinde yerlileşme yüzde 80’lere yaklaşıyor. Radar, kamera, insansız araçlar, silah ve elektronik harp sistemleri başta olmak üzere yerli üretilen ürünlerden bir çoğunda imzası olan ASELSAN en büyük yerli şirketlerden biri.

10 binin üstünde çalışanıyla ASELSAN, SİHA, İHA, Atak, Hürjet, MMU, TCG Anadolu gemisi, Kızılelma gibi büyük proje başta olmak üzere birçok yerli üretime elektronik sistemleriyle, yazılımlarıyla, görüntü sistemiyle, radarlarıyla destek veriyor.

ASELSAN Genel Müdürü Haluk Görgün Milliyet’i Gölbaşı’ndaki yeni tesislerini gezdirdi. 70 bin metrekarelik yeni tesislerinde ağırlıklı olarak hava savunma sistemlerini ürettiklerini belirten Görgün, Roketsan ve SAGE ile birlikte geliştirdikleri SİPER projesini anlattı. Hava savunma sistemlerinin tüm yazılımlarının geliştirildiği ve sahaya gönderilmeden önce hem yazılımsal olarak hem de donanımsal olarak test edildiği simülatör ortamını da gezdiğimiz gezide Görgün, “Hava savunma sistemlerini yapıyoruz. S300, S400’lere ihtiyacımız yok. Bunlara ihtiyacı ortadan kaldırıyoruz. Bizim vazifemiz bu” diyor. SİPER hava savunma sisteminin tek araçla füze fırlatma olayı olmadığını belirten Görgün, “bir haberleşme istasyonu var arama radarı var. Bu radar etrafta size doğru gelen bir füze var mı diye sürekli çalışıyor. Bir kontrol merkezi var ayrıca. Atış kontrol ünitesi ve merkezi var. Füze fırlatma sistemi var. Dost düşman tanıma sistemi var. Bu sistemde 12-13 tane sadece kamyon var. Yani büyük bir sistem var” vurgusu yaptı. Uzun menzilli hava savunma sistemi olan SİPER, deneme atışlarında 100 km uzaklıktaki hedefleri başarılı şekilde vurmuştu.

Testleri izledik

Amerika doyunca savaş bitecek

ASELSAN’da bir tarafta sistem ve mühendislik tasarımları yapılıyor bir tarafta da bu tasarımlar uygulama ve entegre ediliyor. Hava savunma sistemlerinin tüm yazılımlarının geliştirildiği ve sahaya gönderilmeden önce hem yazılımsal olarak hem de donanımsal olarak test edildiği simülatör ortama da girdik. Buradaki konsolların her biri hava savunma sisteminde bire bir kullanıcının kullandığı sistemler. Füze ile tehdidin angaja olacağı yazılım güncellemesi yapılıyordu ve onun test edilmesini gördük. Ama gizlilik nedeniyle o bölümde fotoğraf çektirmedik.

‘Gözüz, kulağız, beyiniz’

82 ülkeye ihracat yapan ASELSAN’da 700’in üzerinde ürün çeşidi var. Yerli üretimlerin kimisinde kamera kimisinde radar kimisinde de yazılımı var ASELSAN’ın. Görgün, “göz, kulak, beyin hepsi bizde. Binlerce farklı üründe varız” diyor. Yurt dışından da büyük talep aldıklarını belirten Görgün, “Sadece geçen sene 38 farklı ülkeyle sözleşme imzaladık. 415 milyon doları buldu. 50 farklı ürünü ihraç ediyoruz. Hepsi birbirinden farklı” diyor. ASELSAN’ın 2022 cirosu ise 35.3 milyar lira olmuş.

Tanklarla modernizasyon

Komuta kontrol sistemleri ve akıllı mühimmat sistemlerinin üretildiği binaları da dolaştığımız Görgün, modernizasyon için gelen tankları da gösterdi. Tank atış kontrol sistemlerinin üzerinde ayrıntılı çalıştıklarını ve her zeminde ilerlerken attığını vuran tankların çıkması için güncellemeler yaptıklarını belirten Görgün, “simülatörler yardımıyla yapıyoruz. Çünkü paletli araç düz zeminde değil arazide, çukurda, tümsekte ilerliyor. O çukurlardan ve bozucu etkilerden etkilenmeden hedefi attığında vurması lazım. Simülatöre oluşacak tüm çevresel bozuklukları giriyor ve onu oynatarak hedefi vurmasından emin olacak kontrol parametrelerini ayarlıyorlar. Burada o testler yapılıyor” diyor. Doğu ve batı blokundan tankların kendilerine geldiğini belirten Görgün, “bunların hepsini modernize edebiliyoruz. O modernizasyon kapsamında elde ettiğimiz yetenekle biz kendi tankımızı üretmeye başladık. Tankın üzerinde elektronik bir çok sistem var. Görüntü, silah ve haberleşme sistemleri. Etrafında tankın gözler var yani kamera. Havadan uçaklar ve sihalar bunları vurmaya çalışıyor. Kameralar tank lazerle işaretlenince haber veriyor. Tankın her tarafına koyuyoruz bu kameraları” diyor. Tankın içindekiyle bire bir olan simülatöre oturduk ve teknolojiyi denedik. Atış kontrol sistemleri hedefin en iyi şekilde vurulmasına yönelik kolaylaştırıcı olarak yapılıyor.

Deniz üstü Harbi için Gökdeniz

ASELSAN deniz üstü harbi için GÖKDENİZ’i oluşturmuş. Denizde kullanılan hava savunma sistemi. Milli gemilerde kullanılıyor. GÖKDENİZ’in ihracatının da başladığını belirten Görgün, “GÖKDENİZ’in içinde yüzlerce sistem var. Dalgalardan etkilenmeden vurması lazım. Üzerindeki radarı da biz yapıyoruz. Silah sistemi de bizim. Elektro optik sistemi de var. Bunun her şeyi ile tasarımı Aselsan’a ait” diyor.  Gezimizde sınır ve üst bölgelerinde kullanılan GÖKER’i de inceledik. GÖKER çok maksatlı silah sistemi taşıyor ve uzun menzilde de etkili. Yüksek tepelerde aşağıdaki hedefleri vurabiliyor. Ayrıca İHA, uçak ve helikopterlerin de atom mühimmatları sayesinde korkulu rüyası. ASELSAN’ın bir diğer çalışması ise silah sisteminin üzerine akustik ses algılayıcılar. Bu sistem silah sesinin nereden geldiğini söylüyor.

İHA, SİHA, ANADOLU

İHA ve SİHA’larda kullanılan linkleri ve haberleşme sistemlerini yaptıklarını da belirten Görgün, uyduların üzerinde bir çok sistemde de imzaları olduğunu vurguladı.  TCG Anadolu gemisinin nerdeyse bütün elektronik haberleşme ve savunma sistemlerini yaptıklarını belirten Görgün, “Kızılelma’da da beraber çalışıyoruz. Anten ve elektro optik kamera sistem önerilerimiz var” diyor. Genel Müdür Görgün ile 1 saate yakın dolaştık ASELSAN’da. Daha gitmediğimiz çok alan vardı. ASELSAN Türkiye’nin elektronik harp üssü. Her gün yeni ileri teknolojileri yeni ürünlere uyguluyorlar. Savunma Sanayinde dışa bağımlılığın günden güne bittiğini görüyoruz...

Abdullah Karakuş, Milliyet

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER