Türkiye artık oyun kurucu! "Sözünde durmazsa ABD pişman olur"

Ersan Ergür: “... Kendisine biçilen oyunu oynayan Türkiye değil, karşılarında oyun kurucu bir Türkiye var artık... YPG çıkarılmzsa pişman olacak taraf Amerika…

Türkiye artık oyun kurucu! "Sözünde durmazsa ABD pişman olur"

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekatı ülke ve dünya gündemindeki canlılığını koruyor. Özellikle Türkiye düşmanı iç ve dış yapılar kirli bir propaganda yürüterek Türkiye’nin haklı gerekçelerini görmezden geliyor. Medyada ise konunun uzmanı olmayan televizyonların kadrolu yorumcuları tarafından mesele hakkıyla anlatılamıyor.

Biz de bu bilinçle Barış Pınarı Harekatının başlangıcından bugüne geldiğimiz süreci ve bundan sonrası olabilecek gelişmeleri meseleyi etraflıca yorumlayan konunun gerçek uzmanlarından Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) Genel Başkan Yardımcısı Emekli Albay Ersan Ergür ile konuştuk.

-Barış Harekâtı kararının alınmasını gerektiren sebepler nelerdi?

Malumunuz Türkiye’nin güneyi Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti oluşturmaya çalışılmaktaydı. 1984’ten beri Türkiye’de kadın, çocuk, yaşlı sivil demeden emniyet güçlerimiz dahil 40.000 vatan evladını şehit eden PKK terör örgütü bu topraklarda hayat hakkı bulamayacağını anlayınca YPG/PYD adı altında Suriye Demokratik Güçleri adına evrilerek terör faaliyetlerini söz konusu sınırlarımız ötesinde yürütmeye başlamıştı.

NATO müttefikimiz olduğunu iddia eden ABD ise bu kanlı terör yapılanmasına binlerce TIR dolusu silah mühimmat, araç ve gereçten oluşan malzeme desteğinde bulunmuştu. Bugüne kadar sınırları içerisinde terör saldırılarını karşılayan Türkiye Suriye iç savaşından sonra konsept değiştirerek bu terör saldırılarını sınırlarının dışından itibaren durdurma ve imha etme kararlılığına girmiştir.

Bu harekât 3 ana temel esas üzerine bina edilmişti;

1. Öncelikle Türkiye’nin Güney sınırının güvenliğini sağlamak, Suriye’den ülkemize yapılan roket ve havan saldırıları gibi saldırıları önlemek ve terör sızmalarını durdurmak.

2. Barış koridoru olarak nitelendirilen bölgede bir terör koridorunu önlemek maksadıyla PKK/YPG terör unsurlarının bölgeyi terk etmesi ve silah bırakmasını sağlamak.

3. Terörden temizlenen bu bölgelere gerçek Suriyeli kardeşlerimizin gönüllülük esaslarına göre yerleştirilmelerini sağlamak, böylece ülkemizde sığınmacı konumunda olan yaklaşık 4 milyon Suriyeli kardeşlerimizi asli vatanlarına kavuşturmak.

Diplomatik kararlılığımız

-Cephedeki kazanımlarımız ve kararlılığımız mı ABD’yi masaya çekti?

Türkiye, Suriye de gelişen olayları hep diplomasi ile yürütmeyi tercih etti. Fiilen Suriye’ye girmeyi pek tercih etmek istemedi. Ancak son gelişen durumlar diplomasiyi kaldıramadı. Masada başka sahada başka konuşan bir uluslararası mafya ile karşılaştık. Ve her geçen gün Suriye Milli Ordusu kan kaybederken terör unsurları PKK/YPG, DEAŞ ile mücadele adı altında güç kazanmaya bölgesinde etnik ve demografik yapı değişikliğine gitti. Elbette buna dur denilmeliydi ve TSK sahaya indi. İşte ne olduysa ondan sonra oldu. TSK’nın sahada elde ettiği başarılar doğrudan ve etkili olarak masaya yani diplomasiye yansıdı ve Bugün geldiğimiz noktada tam istediğimiz gibi olmasa da yadsınamayacak bir başarıya imza attık. Elbette ABD’yi bu pozisyona getiren sahadaki kararlı duruşumuz ile diplomatik kararlılığımızdır.

Kaldığı yerden başlar

-ABD sözünde duracak mı? Türkiye herhangi bir anlaşmazlık durumunda hangi planı devreye koyacak?

Elbette bu göz ardı edilemeyecek bir durum. Bugüne kadar Münbiç dahil hiçbir kararının arkasında durmayan bir ABD ile karşı karşıyayız. Ancak bunu şimdiden düşünüp endişelenmeye kafa yormaya gerek yok. Bekleyip göreceğiz. Bizim için değişen bir şey olmaz. Harekât kaldığı yerden tekrar başlar. Pişman olacak bir taraf varsa bölgede etkin müttefiki Türkiye’yi kaybedecek olan ABD’dir. Türkiye süreci an be an takip ediyor. 

Ölmeden ölümü öldüren

-Türk ordusunun gücü hakkında ne dersiniz? Dünyaya meydan okuma gücünün kaynağı nedir?

Türk Ordusu NATO’nun en güçlü orduları arasında. Teknolojik yeterliliği düşünmezseniz bana göre 1 numarada yer alır. Bakınız ABD Başkanı Trump; “Türk askeri öğlen yemeğine gider gibi savaşa gidiyor” diye şaşkınlığını ifade ediyor. Arkamızda bizi bekleyen Gazilik unvanı yerine önümüzde bekleyen Şehadete koşan bir Mehmetçiğimiz var. Ölmeden ölümü öldüren ordunun gücü sorgulanabilir mi? Dünyaya meydan okumamızın gücü ve kaynağı teknolojik üstünlük, üstün eğitim ve tecrübe kaynağı değil. Bunun tek bir dayanağı var. O da Muhammed (sav) Ordusu olmamızı sağlayan İMAN algımız.

Onlar şoktalar

-ABD ile mutabakata PKK terör örgütü ne tepki verdi?

Ne tepki verecek, elinden oyuncağı alınmış bebeler gibi ağladılar. ABD ve Batı bizi sattı, diyorlar. Bizlere söz vermişlerdi ama sözlerini tutmadılar. Bakınız bu terör örgütü mensupları bizim bölgemizin, bizim coğrafyamızın insanı. Diyarbakır’da ağlayan annelerimiz bu terör örgütü mensuplarının anneleri. ABD kendilerine silah vererek bölge insanı ile savaştırıyor. Suudi Arabistan’da Şerif Hüseyin’e de aynısını yaptılar. Tek bir Arap devleti vaadinde bulundular ama öyle olmadı. Birbiriyle anlaşamayan düşmanca tavırlar sergileyen kukla devletçikler ortaya çıktı. Bu terör unsurlarına da aynısını yapıyorlar. Ancak bu kez durum farklı. Kendisine biçilen oyunu oynayan Türkiye değil, oyun kurucu rol üstlenen bir Türkiye var karşılarında. Uyanmaları lazım. Kurtuluş ABD de değil Türkiye ile birlikte yaşamayı başarmalarında yatmakta. Elbette panik halindeler. Tabiri caizse şoktalar.

-Türk halkının olağanüstü desteğini nasıl yorumluyorsunuz?

Bu konuda cümle kuramam. Kurmam da doğru olmaz. Tek kelimeyle; “HARİKALAR!”. Unutmayalım “HER TÜRK ASKER DOĞAR”.

Fatma Gülşen Koçak

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER