Yusuf Kaplan: Son bir kaç yıldır insanlar, İslâm’ı terkediyor!

Kaplan, siyaseti, cemaat ve tarikatları eleştirdi

Yusuf Kaplan: Son bir kaç yıldır insanlar, İslâm’ı terkediyor!

Yusuf Kaplan, hayatımıza en az iki asırdır hakikatin değil siyasetin yön verdiğini, bu nedenle son yıllarda insanların İslâm’ı terk ettiklerini söyledi.

Yeni Şafak'taki yazısında cemaat ve tarikatlere de seslenen Kaplan, "Türkiye’nin İslâmî kesimleri, politikanın insanın fıtratını bozduğunu, insanı dünyayı kutsayan, fırsatperest, çıkarperest, konformist, dünyevîleşmiş ruhsuz bir makinaya dönüştürdüğünü iliklerine kadar yaşıyorlar ama bunu göremiyorlar! Yaşanan ruhsuzlaşmanın, sekülerleşmenin her şeyin politikaya indirgenmesinden kaynaklandığını farkedemiyorlar" dedi.

Cemaat ve tarikatlar her şeyi politikadan, devletten bekler duruma geldiler

Cemaat ve tarikatlerin canlı cenazeye dönüşme tehlikesine dikkat çeken Kaplan, yazısını şöyle sürdürdü:

"Hayatımızı politika şekillendiriyor son iki asırdır. Ama son yarım asır, hayatımız ruhsuzlaştı, her şeye politikaya endekslendiği için. Cemaatler, tarikatler, vakıflar hep politikanın ağlarında yaşama mücadelesi verilebileceğini sandıkları için sahiciliklerini yitiriyorlar. Her şeyi politikadan, devletten bekler duruma geldiler; ki bu, ruhlarını yitirmeleri ve canlı cenazeye dönüşmeleri demektir.

Müslüman sekülerleşirse Kemalizm din katına yükselir

"İslâm’ın kilisesi yok. O yüzden İslâm’ın darbe yediği zamanlarda direnmesini sağlayacak kurumları da yok. Müslümanların İslâm’la irtibatlarını diri ve canlı tutan tarikatler ve cemaatlerdir. İslâm’ın kilisesi olmadığı için, İslâm’ın kan kaybettiği, müslüman toplumların hızla sekülerleştiği ortamlarda, laiklik, Kemalizm gibi ideolojilerin din katına yükseltilmesi kaçınılmazdır.

İnsanlar, İslâm’ı terkediyorlar...

"İslâm son bir kaç yılda, daha önceki dönmelerde gözlenmediği kadar kan kaybediyor: İnsanlar, İslâm’ı terkediyorlar...

"Bunun en temel nedeni, politikanın / araçların hakikatin yani amaçların önüne geçmesi, insanların masanın ve kasanın peşinde koşturmaları, helal haram ölçülerini hiçe saymaları, kısacası, İslâm’a hakkıyla teslim olmadıkları için İslâm’ı hakkıyla temsil edememeleri, Müslüman kişilerin inandıklarıyla yaptıkları arasındaki uçurumun toplumun İslâm’dan soğumasına ve uzaklaşmasına yol açması...

Unutmayalım: İslâm, tek başına yaşanmaz, müşterek yaşanır; ancak müşterek yaşandığında, cemaat hâlinde yaşandığında hak hukuk nedir, kardeşlik nedir, zorluk, fedakârlık, cefakârlık, kanaatkârlık nedir o zaman bilinir, tadı, lezzeti idrak edilir.

Müslümanlar bir bedenin uzuvları gibidir, yoksa politikanın, ekonomik çıkar şebekesinin uzantıları gibi değildir. Yekvücuttur.

Politik, ekonomik örgütlenmelerde kişi, kendini düşünür; cemaat birlikteliklerinde kardeşini.

Kaynak:Risale haber

Güncelleme Tarihi: 24 Aralık 2019, 09:46
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER