KADININ FENDİ ERKEĞİ YENDİ Mİ?

Vaktâ ki (kadının kocası) gömleğinin arka tarafından parçalanmış olduğunu gördü, dedi ki: Şüphesiz bu (ey kadın!) sizin hilenizdendir. Şüphe yok ki, sizin fendiniz pek büyüktür. (Yusuf Suresi 28.)

Erkeklere kadın nedir diye sorsanız, " yahu geldik gidiyoruz hâlâ anlayamadık şu kadın denen muammayı" dediklerini duyarsınız. Hakikaten kadın, hilesi ve fenalığı çok olan bir varlıktır. Tabi bu mezkûr vasıflardan istisnaları tenzih ediyorum. İslam ahlâkıyla müzeyyen, yumuşak huylu, eşine muhib ve muti bir çok müslüman kadın örneği vardır elbette..

Fakat konumuza muhtevi olan asıl mesele, günümüz kadınlarının şeytanı bile dize getirecek derecede kötü ahlâklı ve hilekâr olmalarının altında yatan temel sebep. 

Bu meş'um binanın temeli 100 sene evveline kadar dayanıyor. Türlü plan ve projelerle kadını evinden sokağa çıkartıp, mebzul bir meta yaparak sokaklara saldılar. Ve kadın tahribata evvela yuvasından başladı..

Ee kadına ekonomik selâhiyet ve kadılık verilince evvelâ eşiyle arasında ki bağları kopardı. Benim param, benim evim, benim çocuğum diyerek, araya derin mesafeler koyunca evde ki baba saf dışı, anne sıradışı bir hâle geldi. Neticede evlâdına hiçbir noktada müdahale ettirmeyen despot bir kadınla evlilik oyunu oynamak durumunda kaldı babalar.. 

Günümüzde erkek üzerinde etkili tahakkümü ile mütehassıs öyle kadınlar var ki, Leonardo da Vinci bu zamanda yaşasaydı, Mona Lisa portresi yerine bu mütehassıs kadın karakterini resmederdi herhalde!.

Bu tür kadınlar dünya benim etrafımda dönmeli modunda yaşayan, hint kumaşıyla yarış halinde avunan, evin geneline hâkimiyet kurmuş, eli belinde, kılıncı sırtında amazon tiplemesi kadınlardır..

Hani kadının fendi erkeği yenmişti ya! işte fent denilen kurnazlık ve şeytana papucunu ters giydiren hilekârlık, bir İslam kadınının itibar ve şerefini, kadir ve kıymetini tenkis eden sefil bir mevhumdur aslında..  

Evde sözü geçer olmayı, her dediğini cebren yaptırmayı maaliftihar kâr sayan kadınlar, şunu bilmeliler ki saygı duyulduğu veya sevildiği için değil, o kurnadan bu kurnaya çirkef sıçramasın diyedir erkeklerin bu " FEDA-KÂRLIĞI". Erkek feda ederken kadın kâr ediyorum sanıyorsa aldanmışlıktan öte gitmeyen bir zillettir kanaatimce..

Evet şerrinden yaka silkelenen, huysuzluğun ve edepsizliğin doktorasını yapmış, artık ele avuca sığmaz olan bahsi geçen bu kadınları, iyilikle ve nasihatle yola getiremeyeceğini anlayan karşı kurnanın sakinleri, çare olarak ya boşuyor, ya evi terkediyor yada artık meşrebine göre icab eden neyse, boşadığı kadının yaşamasına bile tahammül edemeyecek noktaya geliyor.

Muasır kadınlarımızın hali hazırda ki vaziyetleri bu maalesef..

İslam kadını, maksud ve ma'tuf şahsiyetini kaybedince, vasıfsız ve muzır ve meş'um bir varlık olarak hayatını idame ettirmeye mahkûm oldu. Bugün kadınlarımız, kendisine model bulabilme sıkıntısı içerisindedir. Onun için oluşturulmaya çalışılan diyorum; çünkü bugün itibariyle kadının önünde onun şahsiyetini olduğu gibi yansıtabilen bir model maalesef yoktur. Asr-ı saadet hanımları hariç tabi onuda model almak isteyene!!

Elbette ki bugünün kadınından külli mânâda bir hanım sahabî ahlâkı ve muamelâtı beklemiyoruz fakat en azından üzerine kur'an inmiş bir ümmet olarak, İslam'ın kadına emrettiği vazifeleri hiç değilse yerine getirebilecek çabayı sarfetmesi elinden gelir öyle değil mi?

Kadınlar artık aslına dönmeliler. Erkek ile yarışı bırakıp, İslam neyi emrediyorsa o emirlere imtisal ederek hem kendinin hem eşinin dünya ahiret saadetine vesile olmalıdırlar..

Tabi bu arada yoğunluk olarak hep kadına yüklenmek adil olmayacağı gibi meseleyi çözme noktasından da yeterli olmayacaktır. Evet camı kadın kırdı, topu da kadın patlattı belki ama "es- sebebü ke'l-fail" sırrınca erkekleride tamamen masum ilan etmiyorum.

Bu meselede erkeklerede taallûk eden çok mühim vazife ve sorumluluklar vardır elbette ki, fakat şuan ki toplumda bozulmaya en müsait ve meyilli olan kadınlar olduğu ve bütün tahribatlar yine kadınlar üzerinden yapıldığı için en ziyade kadınlar bahse konu oldu..

Hûlasa kadın ve erkekler olarak, gerek ferdî, gerek ailevî ve gerek beşeri muamelatımızda, İslam ve sünnet ölçülerini yaşantımızda esas maksat yapsak, evlilikte ki sıkıntıların kısm-ı azamı izale olacaktır. Maddi ve manevi, ailevî ve beşeri saadetin yegâne çaresi, İslâmi bir hayatın lâzımını hayatında ikame etmektir diyerek kat-ı kelam ediyorum. Sürç-i lisan ettiysek affola..

YORUM EKLE
YORUMLAR
MALCOLM X
MALCOLM X - 4 yıl Önce

YENMEK VE YENİLMEK YOK..
AHİRET AZİĞINI BERABER TEDARİK ETMEK VAR.
DAHA DA BAHSEDEBİLİNECEK BİR KONU.
YAZİNİZ LÜTFEN..

Yıldırım küçük
Yıldırım küçük - 4 yıl Önce

Abimim bir sözü vardı
Kadının mali alçak bir eşiktir girip çıktıkça kafana vurur

sinem taşdelen
sinem taşdelen @Yıldırım küçük - 4 yıl Önce

Kadının malı mesela bütün malını islamiyete veren Hz Hadice tül Kübra gibi bir kadın mı, mesela Hz Hafsa gibi mi yoksa medine ye suyun gelmesi su hattı döşeten kendi ziynetini bağışlayan sultan reşid in hanımı gibi bir kadın malı mı?
Eğer islam yoksa o evde orda erkek de kadın da ahlaktan yoksundur maalesef. ..Vesselam..

Abdurrahim Çağan
Abdurrahim Çağan - 4 yıl Önce

Allah cc cümlemize İslami şuur nasib eylesin. Âmin