Kadrolarda Millilik

Türkiye son birkaç aydır dış işlerinde aşırı yoğun sürdürdüğü dönemlere fasıla vermiş durumda. Bunun sebebi hükümetten çok, gelişen dünya hadiseleri olarak görülmekte. Memleket Suriye’de, Libya’da, Azerbaycan’da, doğu Akdeniz’de nefes almış durumda.

Suriye’de kriz sebebi bir hadise çıkmadı ve çıkmaması için bir gayretin taraflarca gösterildiği aşikar. Libya’da Mısır’ın hırslarına ve Rusya’nın tahriklerine ve BAE’nin küstahlıklarına nasıl olmuşsa gem vurulmuş bir vaziyet mevcut. Akdeniz’de ise, aksi olarak müsbet sayılacak gelişmeler olmakta.

Belki de, Amerika ve İngiltere’nin F35 savaş uçakları hakkında almış oldukları kısıtlama kararlarının dünya ve memleketin hazır hali ile alakadar tarafları vardır. F35 bir savaş uçağıdır, savaşın taraflarından birinin galebe çalması fuzuli harcamaların gereksizliğini getirmiştir.

Haftalık bazen günlük yapılan Londra kaynaklı ekonomik saldırılarda artık görülmemekte. Aksine yabancı yatırımcıların gün ve yer vererek yaptığı sermaye sözleri haberleri süslemekte. İsrail ve Mısır gibi iki iflah olmaz hükümetten memleket lehine açıklamalar yapılmakta, gibi gelişmeler…

Amerika politikasında biraz Ruslar gibi kaba kuvvet, tehdit ve şantaj ile ilerlemiş bir memlekettir. İngilizler ise en mesut vakitte, ayak altından halı çekmekle meşhurdur.

Mesela, illet ittifakı mensubu Saadet Partisinin İstanbul sözleşmesi karşıtı açıklama yapması gibi. Halı çekmeler, hükümetçe evvel yapılmış veya yaptırılmış hataların müsaitleştirmeleri sebebi iledir. Doğal olarak İngiliz’in tarzı gereği düşmanı ve düşmanları tarihte -kendi düşen- rollerini oynamıştır.

Bu tarafı ile yeni anayasa çalışması ile çembere alınmış memleketin hürriyeti doğru orantılı olarak ilerleyecektir. Muhalefet partilerinin tutumları bu dengeyi gözeterek belirlenecektir.

Binaenaleyh hükümet, kadrolarını millileştirmelidir. Böylece verilmesi muhtemel tavizlerin tahribi en asgari seviyede tutulabilir.

YORUM EKLE