KEMALİZM BİR İNTİSAPTIR!

Kemalizm nedir?

El-cevap: Dini hükümleri kaldırıp, onun yerine kendi getirdiği "dinsizlik" mevhumunu ikame eden bir harekettir..

Kemalizmin kendi ifadesi ile Lâikliğin kısaca tanımı: " Kişi, toplum ve devlet yaşamına egemen olan kuralların tümünün akla ve bilimsel gerçeklere dayalı olması, bireylerin hiçbir baskı altında olmadan dinsel inanç ve ibadetlerinin gereğini yerine getirebilmesidir.

O ana kadar din hakkında müsbet olan Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra gerçek düşüncelerini saklamıyor ve her platformda açıklıyordu. İşte o sözlerden bazıları:

Kur'an: " Gökten indiği sanılan kitapların doğmaları"

Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. M.Kemal ( Kaynak: söylev ve demeçler, cilt 1, s389.( 1 kasım 1938'deki son meclis konuşması.

"Suçlu Allah'ın dinidir"

Kralların ve padişahların istibdadına (baskılı yönetim), dinler mesnet olmuştur. M.Kemal ( Kaynak: Atatürkün El yazmaları, Medeni Bilgiler, s30.)

" Kuran'ın yasalarını Muhammed yazmıştır."

Muhammed'in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur'an denir. (Kaynak: Atatürkün emriyle liselerde okutulan tarih kitabı (1938,2.cilt)

"Din körü körüne bağlanmaktadır."

Gerçekte dinler konusunda halkın hiçbir fikri yoktur, din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizli karışık emellerine kör bağlılıktan başka bir şey değildir. M.Kemal (Kaynak: Atatürkün El yazmaları, Medeni Bilgiler, Afet İnan)

"Aynı M.Kemal yanına hocaları alıp dualarla meclisi açmıştı. Ama artık iktidarı ele almış ve içindekilerini alâlen dışa vurmaya başlamıştı.

Allah'ın tüm kainata indirdiği dini, sadece Araplara inmiş bir din gibi tahfif ve tahkir ederek bakın ne diyordu:

"Arapların dini Türkleri mahfetti"

Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi, bütün milletlerin fevkinde, bir arap milleti siyasetine müncer oluyordu. M.Kemal( kaynak: Atatürkün El yazmaları ve Medenî bilgiler, Afet İnan, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1969,s364-365)

"Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılâbı yapmazsak, başka hiçbir zaman yapamayız.Evvela din mevhumunu kaldırmalıyız." M.Kemal( Kaynak: Kazım Karabekir, Paşaların kavgası; Emre Yayınları, Aralık 1991,s165.)

Bakın devam eden süreçte neler olmuş. Ben muhtasaran yazacağım çünkü bu azim tahribatı anlatmaya ciltler lazım.

DEVLETİN LAİKLEŞTİRİLMESİ

3 Mart 1924 Hilafetin kaldırılması.

10 Nisan 1928 Anayasadan Türkiye Devletinin " Dini İslamdır." hükmünün çıkarılması.

8 Nisan 1924 Şer-i mahkemelerinin kaldırılması.

30 kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerin kapatılması.

17 Şubat 1926 Türk medeni kanununun kabulü.

5 Şubat 1937 Anayasada değişiklik yapılarak Türkiye Devletinin

Cumhuriyetçi,

Milliyetçi,

Halkçı,

devletçi,

lâik ve inkılâpçı olduğu hükmünün Anayasaya konması.

Cumhuriyetten sonra, ırkçılığı "Din" yerine koymaya çalışan zındıka komitesi; ibadetlerin Türkçeleştirilmesine karar vermiş, ilk olarak da hükmü "İcma" ile sabit olan Cuma hutbesinden başlamıştır.

O gün yapılan tahribat ve inkılâplar sadece bu kanuna münhasır kalmayıp, Semâvât ve Arz'ın Hâlıkının ahkâm-ı ilahiyesinde tasarruf ve ibâdının ibâdâtına da müdahele ederek azim bir zulüm ile dehşet-engiz bir cinayet işlemiş irade-i ilahiyeyi tahfif etmiştir.

Faili malûm bu menfi cereyan, bununlada iktifa etmeyip, Ümmetin güç ve potansiyeli olan gençleri, bir gecede derin ve zifiri bir cehalet bataklığına atıp, felsefi ve itikadi bir zülumata mahkûm ederek dalâlet vadilerinde koşturmuş.

Başka?

Ülkeyi medeniyet adı altında daha nasıl dinsizleştirebiliriz diye plan yaparken, kılık kıyafet inkılabı ile, bir önceki tahripatı aratmayacak dehşette bir zulümle kadının başında ki çarşafı çıkartıp, manto denen icadı getirip kadınları giymeye icbar etmiştir.

Daha sonra?

Şapka inkılabı yaparak, milletin kaç bin yıllık tarihine ve değerlerine tasallut ederek, zulümle, tahakkümle sarığını çıkarttırıp şapka giymeye mecbur etmiş ve imanının iktizası olarak giymeyenleri idama mahkûm etmiştir.

Daha sonra?

Müslümanın maddi ve manevi hayat nizamı olan Kur'an'ı yasaklayıp, harf inkılâbı yaparak latin alfabesini okumaya tahakkümle mecbur bırakmış. Dahası herkesçe malûm uzun uzun yazmaya lüzum görmüyorum.

Şimdi halihazırda ki ahvale bakacak olursak KEMALİZM'İN fay hatları her ne kadar kırılmış olsada, abidat-ı islamiyeye yaptığı suikastın tesiri artçılar şeklinde hâlâ devam etmekte maalesef. Hususan okullarda ve farklı kurumlarda kemalizm sistemine müntesip nûmunelik emsaller az değildir.

Atatürk heykeline kasıtlı veya kasıtsız atılan kartopuna dahi tahammül edemeyip 12 yaşında ki çocuğu cezalandıracak kadar alçak ve sefil bir sistemin mağduru olmaya devam eden bahtsız bedevileriz.

Şunu ifade etmekte fayda mülâhaza ediyorum. Şu ahir zaman hadisatı içerisinde bugün İslam dünyasının 4 külli düşmanı var. Bu külli ma'raz-i müstevli izale edilmezse bu mağduriyetten kurtulmamız müşkil gibi görünüyor.

1- Küfr-ü mutlaka.

2- Dalâlet-i mutlaka.

3- Sefahat-ı mutlaka.

4- cehalet-i mutlaka.

Bu dört esas birbiri üzerine inzimam edince beşerin selamete çıkması müşkil bir hâl alıyor. Onun için Kemalizm'in yaptığı tahripatı tamir edip tahrip ettiği yerden tekrar ikame edecek, küfrün rejim-i bid'akârânesini dagıtacak, Ümmet-i Muhammedi sahil-i selamete çıkaracak O Zâtın a.s gelmesini bağırarak intizar ediyoruz ve bekliyoruz.

Hulâsa Kemalizm bu memleketten gittiği vakit, ona muhib ve müntesip olanlarda alâ-küllihal gidecekler vesselâm.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ubeyd
Ubeyd - 4 yıl Önce

InşAllah.