Patlıcanın çok önemli bir sebze olduğunu uzun uzadıya sayfalarca anlatırdım da gerek yok.
Şimdilik patlıcanın iktidarları indirip çıkaracağını unutmamak lazım, diyerek patlıcan mevzusunu kapatalım. Patates gibi yani.
Şimdi mürekkep yalamış İngiliz okullarından mezun olmuş ekonomistler gibi, kur, repo, index, borsa, çeyrek, yarım ıvır zıvırlardan çok bahsedip sayfalar doldurmak isterdim..
De Anadolu Üniversitesi İşletme 2'den şutlandığım için, bu terimleri çok fazla bilmiyorum…
Cahillik başa bela yani…
Zaten ekonomistlerde bizi muhatap alarak hiçbir zaman açıklama yapmazlar. Üç beş bin kişi muhataplarıdır. Açıklamalarından bir halt anlamayız, aval aval okur veya dinleriz. Yw Bu bakan ne dedi ki, deriz keriz keriz…
Sokağın nabzı nasıl acaba bu dönemlerde:
Toplumumuzun %30'luk bir kesimi gerçekten ekonomik kriz içerisinde kıvranıyor. Çoluk çocuğunun yüzüne bakamıyor. Onların en masum isteklerini dahi yerine getiremiyor. Özellikle pandemiden itibaren zaruri ihtiyaç maddeleri ve gıda ürünleri üç günde bir etiket değişiyor.
Sosyetenin dalga geçtiği doblocular, eskiden 250 TL ile markete yanaştığında evinin bir aylık mutfak ihtiyacını doblonun arkasına atıp eve bırakıyordu. Şimdilerde ise 250 TL ile beş litre yağ, beş kg salça, bir kg çay ve beş kg şeker alınabiliyor.
Milletin patır patır doğalgazları kesiliyor. Elektrikleri kesiliyor.
Enerji bakanlığına bağlı bu firmalar kesmekle kalmayıp aboneliği komple iptal ediyorlar. Yani daha faturasını yatıramayan milletin sırtına yeniden abonelik alma gibi katmerli zulüm yapıyorlar.
Hayır, bu zulümleri yapan sadece özel Aksa gibi uzantılar değil…
Direk devlet olan Epsaş-Dicle-depsaş ıvır zıvır resmi kurumlar, özel ve devlet zulümde birbiriyle ahenkli-uyumlu çalışıp gidiyorlar. Tüm bunlardan Başkanlığın malumatı var mı bilmiyorum da, her seçimde Ak Partinin oy oranının ciddi manada düşmesinde bu zulümlerin ciddi payı var.
Adam doğal gazını ödeyemiyor, kesiyorlar, bir ay geçince aboneliği iptal ediyorlar, bir ay daha geçince icra ve e haciz… Kimse kusura bakmasın, bunun adı katmerli zulümdür.
Durum ve ahval bu minvaldeyken, akl-ı evvel haciz memuru ve avukat Malatya’da icra işlemi için adamın evinin kapısını çalınca ayaklarından kurşunu yediler, icra işlemi de bir devlet kurumuna aitti. Şimdi siz kendinizi o adamın yerine koyar mısınız, adam çocuğuna elbise ve ayakkabı alamıyor. Pandemi kasıp kavurmuş ortalığı, tuzu biberi de deprem olmuş, evinden buzdolabı çıkarmaya gidiyorlar.
YUHHHH YANİ… ADAM YİNE İNSAFLIYMIŞ, KAFALARINA SIKMAMIŞ…
Peki millet ekonomik olarak kıvranırken, uçuyoruz, kaçıyoruz muhabbetlerine gerek var mı ?
Maliye Bakanımız Sayın Lütfi Bey : “Önümüzdeki günlerde Adalet Bakanımız ile STK'ler ve iş dünyamızla bir araya geleceğiz, dinleyeceğiz. Ortak akılla gerekli düzenlemeleri yapacağız.” Dedi.
Ortak akıl tuzu kuru olanlarla yapılırsa, memleket aynı tas, aynı hamam devam eder.
Bir ülke düşünelim ki;
80 milyon nüfus
60 milyon reel icra dosyası
90 milyon e haciz
Bu rakamlara maliye ve enerji e hacizleri dahil değil… Onlarda dahil edilirse
130 milyon e haciz
Bu ülkede eko-adli reform olmazsa, olmaz.
Ticaret hukukumuz tamamen yamalı bohça gibi...
Fransız-İsviçre-Almanya-Kısmen İtalya ticaret hukuku karması.
İkinci patlıcanda görüşmek üzere…
Konu başlığına bakınca sesli güldüm. Yazıyı okuyup orta kısımlara gelince içinde bulunduğumuz hal-i muammayı kahrederek ve esefle okudum. Ne diyelim ki doğru söze. Dört Bir tarafımız Adaletsizlikle çevrili bir zulümle mücadele halindeyiz. Bu insanlar ne zaman refaha erecek nasıl olacak bilmiyorum Rabbim selamete çıkarsın şu ümmeti. Yüreğinize sağlık