SU-İ ZAN MEMURLARI

Bediüzzaman hazretleri'nin, " insan hüsn-ü zanna memurdur. İnsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Kendisinde bulunan sû-i ahlâkı, sû-i zan sâikasıyla başkalara teşmil etmesin. Ve başkaların bazı harekâtını, hikmetini bilmediğinden takbih ( ayıp ve kınama) etmesin." Sözleri bizde kemâl manada tesir etmemiş olacak ki mezkur hakikatin aksi bir hal içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz..

 İçtimaî hayatın en devasız marazı olan su-i zan darında kaç kişiyi idam ettik kimbilir..

Kusur dedektörlüğü ihtisas alanımız oldu. Niyet okumakta mütehassıs bir edayla onlarca insanın harekâtını kırk tevil ile yorumlayan müneccimler haline geldik. Su-i zanna dair ne varsa hepsi fikir ve düşünce raflarımızda süslü ve haklı bir şekilde duruyorlar öylece. İyi niyetleri kurban ettik esassız cüz'i menfaatlare..

Aleyhisselatü vesselam Efendimiz'in su-i zanna müteallik birden çok hadisini defaatle okumuş olmamıza rağmen, ön yargılarımızla kurduğumuz su-i zan köprüsünden geçmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Su-i zan ile ilgili Kur'an'ı Kerimde bir ayette şöyle geçer. " Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın". ( Hucurat süresi).  

Konuya taallûk eden bir hadis-i şerifte de şöyle geçmektedir. " Hüsn-ü zan, kulluktaki kemâlin eseridir." Kulluğun kemali hüsn-ü zan ise, su-i zan kulluğu ve dahi karakteri o kemaliyet arşından düşüren menhus bir ahlaktır desek yerinde olur sanıyorum..

" Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın, birbirinizin sözlerine kötü niyetle kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı kin gütmeyin ve sırtınızı dönmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeşler olun!" ( Sahih-i Buharı, Sahih-i Müslim)..

Öz eleştiri yapma noktasında bu meselede nefsimi tezkiye etmeyeceğim elbette. Ben hayatımda hiç su-i zan yapmadım diyen halis ve dirayetli birinin çıkacağını sanmıyorum. Bize göre çok masum sayılan ehemmiyetsiz bir düşüncenin dahi su-i zan olma ihtimali çok yüksektir. Kaldı ki hem zaman, hem zemin, hem insan karakteri, hemde içtimaî diyaloglar buna çok müsait bir yapıdadır. Hele birde zülfiyare dokunmuş iseniz vay halinize. Tüm iyi niyet ve samimiyetinizi tek tuşla bloke ediverirler..

Asrın bedisi Üstad Bediüzaman Hazretleri Risale-i Nur eserlerinin muhtelif yerlerinde, insanın hüsn-ü zann'a memur olduğunu, herkesi kendinden üstün bilmesi gerektiğini vurgulayıp, su-i zann'ın maddi-manevi içtimaiyatı zedelediğini açık bir ifade ile izah etmiştir. Dünyevî ve uhrevî cihette çok ciddi ve mühim bir mesele olmalı ki, İslam kitaplarında mübahase edilmiş..

Konu münasebetiyle ince bir detayı belirtmek isterim, hiç kimseye su-i zan yapmamak noktası, herkese güvenmek demek manasına gelmediği gibi, ihtiyatlı  davranmayı ihmal edecek kadarda rahat ve lakayıt olma rehavetine kapılmamalıdır. Üstadımız'ın tavsiye ettiği " hüsn-ü zan, adem-i itimad" hakikatini göz önüne alarak gerekli tedbirleri almak icab ediyor elbette. Su-i zandan maksat, karşı tarafın mahiyetini bilmediği fiillerini veya davranışlarını kendi su-i ahlakına teşmil ederek kötüye yormama durumudur..

Zan, ihtimal ve tahmin üzere karşı taraf hakkında hüküm vermektir. Bu minvalde zanna dayalı hükümler ve malumatlar da zanniddir,  doğruluğu şüphelidir ve kesin değildir. Bununla beraber hayatları alt üst eden iftira boyutunda zanlarda yok değildir, hali hazırdaki içtimaî hayatta örneklerine çok sık rastladığımız sorunlar yumağıdır adeta. Ve zan önce gıybete, sonrada iftiraya dönüşür. Ve esasında su-i zan, evvela kalp ile sonra da dil ile yapılan bir iftira çeşididir..

Su-i zanna sebep olan nedenler ise; kıskançlık, kin, adavet( düşmanlık), rekabet, tarafgirlik ve kendini beğenmek gibi süfli hallerin tezahürü olarak belirtilmiştir. Mezkûr ifadeler meselenin insanlara bakan yönü idi. Su-i zann'ın birde Cenab-ı Hakk'a bakan yönü var ki; Kul, Rabbini nasıl bilirse Rabbi ona öyle muamele eder manasında insanları ikaz mahiyetinde ki kudsi hadis, mü'minin Allah hakkında ki kanaatini ifade eder..

İnsanların Allah (c.c.) hakkındaki müsbet veya menfi kanaatini tahlil edecek olursak yazı çok uzayacağından, bu kısım Allah ile kul arasında hususi bir mesele olup, herkesin kendi tercihine havale ederek yazımızı nihayetlendirelim. İstifade etmemiz dileği ile hüsn-ü zanla kalın..

YORUM EKLE
YORUMLAR
EBUZER EYYUBÎ
EBUZER EYYUBÎ - 3 yıl Önce

Ne kadar güzel izah edilmiş..
Hayat sui zan ve husnu zan üstüne kurulmuş bir tahtiravalli , nereye binersen oraya çöküyor.

Aczimendi
Aczimendi @EBUZER EYYUBÎ - 3 yıl Önce

Tam yerinde bir yorum tebrikler

Hamza ali
Hamza ali - 3 yıl Önce

Gönül ile Allah arasında bir bağ vardır.ve Allah her gönüle ulaşır..gönül nerde ise ordadır.istediği verilir.gönüllere sadece hayr düşmesi dileğiyle