Sultan Abdulhamid Han ile ilgili, lehte aleyhte bir çok söz söylendi, söylenebilir de. Onu tahttan indiren İT (ittihat ve Terakki) gurubu için de çok şeyler yazıldı çizildi.
Fakat : "Sultan Abdulhamid tahtdan inmeseydi" diye başlayan cümlelerin benim için hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur, zira Kanuni'den sonra en uzun erişkin tahtta kalma süresine sahip ve otuz dört ile altmış yedi yaş arası elde tutulan bir iktidar süresinde yapamadığınız hangi işi yetmiş yaşından sonra yapacaksınız.
Sultan Abdülhamid bir çok şeyden şikayet edebilir, fakat vaktim yetmedi diyemez.
Bahsetmek istediğim elbette bu tarih muhasebesi değil.
AK Parti ve Tayyip Bey birlikteliği ile elde tutulan 17 yıllık iktidar süresi, Türkiye için ne ifade eder bilmiyorum, ama tarihi değiştirenler kronolojisinde bu sürenin yarısı kadar bir iktidar süresi ile neler yapılabileceğine dair çok örnekler vardır.
Gelinen nokta Türkiye için muhteşem gibi görünse de ulaşılmak istenen hedef ile mukayese edildiğinde birkaç farklı sonuca ulaşabiliyoruz:
Bunlardan biri hedeflerle ilgili hatalar olabilir. İktidar olarak hedefe ne alınmıştı? Gerçekten yol kenarında müşteri bekleyen fahişe ya da türevleri ile aynı caddede otobüs bekleyen mutaassıp ailenin birbirine saygı duyduğu bol Avrupa soslu bir demokrasi hayali mi vardı hedefte.?
Yoksa evrensel yanlışları anlatarak doğruları yapabilme adına yanlışlara göz yummayan geleneksel yapımıza uygun bir dönüşüm mü.?
Bin yıllık devlet yapımıza dönüş yapacak tarih ihtişamına atıf yaparak elde edilecek güçle, haram ve helal düzleminde alt yapısı kurulacak olan ve 1923 formatını da göze sokarak kurucu değerleri CHP gibi değil de, birinci meclis safiyetinde anlayacak bir milli irade yönetimi mi?
Tayyip Bey birçok şeyden şikayet edebilir, fakat zamanım yetmedi dememesi gerektiği kanaatindeyim.
On asırlık bir kültür medeniyetini on yılda, hiç olmamış gibi ortadan buharlaştıran Kemalist kadroları sevmeyebilirsiniz, ama onların az zamanda gerçekten çok fazla iş yaptığı gerçeğini gözardı edemezsiniz..Biraz cesaret..
Vesselam
Mezaristanlar, tedbiri önceleyip cesareti öteleyen yığınlarlar dolup taşıyor.
Acaba diyorum aradıkları fırsatı kabirde bulmuşlar mıdır ?