TOKAT'TAN MARAŞ'A

   Şimdi size kısa bir fıkra anlatacağım. Sizi güldürür yada güldürmez bilemem. Beğenirsiniz yada beğenmezsiniz bilemem. Fakat yazıdaki ana tema fıkranın mizah kalitesi üzerine değil. O yüzden fıkrayı okuyup " Fıkra buysa gerisi kayda değmez" deyip vazgeçmeyiniz. Dedim ya amaç fıkra kalitesi değil, fıkra miftahıyla gireceğimiz diğer konudur. 
   FIKRA
   Adamın biri pekmezi iştahla içiyormuş. Nefeslendiği aralıklarda "ooh öldüm." diyormuş. Yanında ki arkadaşı pekmez tasının kendisine ikramını beklerken sabırsızlanıp: " Ver biraz da biz ölelim." demiş.
   Fıkra bitti. Gelin şimdi fıkranın mizah kalitesini kritize edelim. Mizah kalitesi çok kötü. Anlatana ayıp olmasın diye ancak hafif bir tebessümle idare edilebilir.  Yani tek başına komedi ölçütlerinin çok altında. Ancak zevklendiği bir nimetin şehvetini dile getiriren ve yanındakilere ikram etmeyen birisi  gıybet ediliyorsa bu fıkra gıybete monte edilip örneklendirme yapılabilir. 
   Şimdi bu fıkrayı girizgah yapıp başka bir mevzuya geçiyoruz.
    Biz Aczmendiler cezaevinde iken bendeniz Erdal Tokat'tan tek kişiydim. En kalabalık il Maraş'tı. Bütün Maraşlı kardeşlerimle çok samimi idim. Ve gerçekten hepsini çok severdim. Şimdi durum biraz değişti. Eskisinden daha çok seviyorum Maraşlı, şerefli, kahraman Aczmendi kardaşlarımı. 
   Bu yukarıda anlattığım fıkra bütün Maraşlıların ortak fıkrasıydı. Hemen hemen herbir Maraşlı bana bu fıkrayı anlatmıştır. Bir müddet sonra anlatanı susturuyordum. Yoksa kötü mizah zehirlenmesi geçirip ölmekten korkuyordum.
   Fakat gariptir ki herbir Maraşlı bu fıkrayı bildiği halde, diğer bir Maraşlı kendisine bu fıkrayı anlatınca sanki ilk duymuş gibi kahkaha atarak gülüyorlardı. Desek ki arkadaşına ayıp olmasın diye riyakarane gülüyor, öyle değil. Sahte gülenle içten gülen sathi bir nazarla bile ayırt edilir. Bunlar samimi gülüyorlardı. 
   Desek ki bu Maraşlılar mizahtan anlamaz, kesinlikle büyük hata olur. Herbiri istidatlı ve çaplı kişilerdi. 
   Anlamıyordum.
   Sonra muamma inkişaf etti, hakikat zahir oldu. 
   Maraşlılar arasında garip ve diğer hiçbir belde grubunda müşahede etmediğim kapalı devre muhabbet iletişimi var dı.Dışardan biri bunu anlayamaz. Garip bir muhabbet menşeili şahs-ı manevi oluşmuş aralarında. Kardeşinin komik bulup ve anlatmaya değer bulması bir Maraşlının içten olarak gülmesi için yeterli sebeptir. Anlatılanın komik olup olmamasına bakmazlar.
   Benim naçizzane teşhisim: Bu mücessem bir ihlastır, tefanidir. Bir de yok olmuşların kendi aralarında da yok olmuşluk tereşşuhatıdır. İhlasın batına nüfuzudur ki; kardeşinin komik bulduğunu, analizini yapmadan kendide komik bulup aklen, hissen, zahiren ve batınen gülüyor. 
   Akıl fenerini taşa çarpıp kırmanın külli ahvallerinden bir ferdidir bu. Oysa ben akıl fenedine dört elle sarılmışım, anlatılanların komedi değeri yoksa geçit bulup hislerime tesir edemez. Allah beni de Maraşlılar gibi etsin inşallah. 
   Maraşlıların yöresel karakteristlikleri ihlasa, hizmete, Risale-i Nur'a ve Aczmendi tatbikatına çok uygundur. Maraşlılardan ricam şudur: Hizmette nail oldukları nimetle ve bulundukları mevki-i mualladan Tokat'a nazar etmeleridir.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Musab tektaş
Musab tektaş - 4 yıl Önce

İlahi Erdal abi bumaraşlılar maraş otunu bişey olmaz diye yutturmadılar mı kendisi tarhanayı yeyip bizim bizim eşşek sucuklarını çalmadılar mı seni aç bırakıp karşında espiri diye kahkaha atan Maraşlı değilmiydi buna rağmen pes doğrusu Allah layığını versin seninde benimde

Remzi Yıldız
Remzi Yıldız - 4 yıl Önce

Basit fıkrayı ciddi makaleye çevirmissin tebrikler.
Tokatlıların mizahla tokatlamasıyla tartsak müsavi olur. .))

Güzelhan Kebanlı
Güzelhan Kebanlı - 4 yıl Önce

Hüsnü zan ve teveccühünüze binaen cenabı hak ebeden razı olsun Erdal efendi. Umum beldeler de Elhamdulillah ihlas sadakat ve tesanüdde efendi hzlerinin ve şirketi maneviyenin nurgül tezgahları. Elhamdulillah.

Ahmet Edip
Ahmet Edip - 4 yıl Önce

Tefaninin kötü mizaha katlanmak gibi bir neticesi olsa olsa yan etkileri cinsinden olur Erdal kardeşim.
Bu arada Maraşa saygılar.