VAHİM NETİCELERİNİ YAŞAMAK BIKTIRMADI MI!..

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Mukaddesatçı sosyal medya fenomenlerini tebrik ediyorum. Ne kadar laik, demokrat, sosyalist, kapitalist, kemalist, ateist, deist varsa hepsinin yüreklerini hoplattırıp, adeta alarma geçirttiler.. Rabbimize hadsiz hamd-ü senalar olsun ümitsiz değiliz.. Biiznillah İslam söke söke geliyor.

Bu kardeşlerimiz İslam cemiyetinin kanayan yaralarının en mühimlerinden biri olan karma eğitimin; insan fıtratına aykırı olduğunu, İslam milletinin karakteriyle asla uyuşmayan bu büyük yanlışın birçok yönlerden zararlarını o kadar güzel, edebi ve medeni bir üslup ve tarz ile göz önüne serdiler ki; olması gereken talim ve terbiye sistemi gündüz gibi aşikar ortaya çıktı.

Hatta Öğretmen ve eğitimcilerin bile karşı cinsden olmaması gerektiğini yazanlar da oldu.. dahası pedagog, psikolog ve pek çok araştırmacı, akademisyen kardeşlerimiz isabetli analiz ve tahlilleriyle çok güzel katkılarda bulundular...

Kız olsun erkek olsun gençlerin karşı cinsin hayaliyle meşgul olmalarından doğan beyhude yere harcanan, zayi edilen ölü vakitler sebebiyle talim ve terbiyede performansın çok düştüğünü, hedeflenilen randımana yaklaşmak şöyle dursun, "dikkat dağınıklığı" denilen illete müptela sarhoşlar, avareler ordusu yetiştiğine; gencecik çocukların başına karabasan gibi çöken flört belası yüzünden boyutları intiharlara kadar ulaşan hamile kalmalar neticesinde; körpe körpe kız çocuklarının psikolojik buhran ve bunalımlara düşmelerine; sevdiği kızın başka gençlerle gezip tozmasına kinlenip cinayetlere kadar işi götüren zavallı bedbaht gençlerin acı hayat hikayelerine dikkat çektiler...

Bu değerli kardeşlerimiz sosyal medya mezbelesini; konuyla ilgili dinî, ahlakî, mantıkî, makul gerekçeler ve mülahazalarıyla bu karma eğitim belasına acilen son verilmesi gerektiğini öne sürerek adeta muhtelif, değişik, türlü türlü renk ve şekillerde güller, çiçekler açmış bir gülistana çevirdiler...

Sosyal yapımız, cemiyet hayatımız ve bilhassa maneviyatımız ve ahlakımız açısından çok önem arzeden problemleri dillendirmeleri ve gündeme taşımaları çok sevindirici ve ümit verici oluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 

Her meselede olduğu gibi, bunda da ne dinî, ne aklî, ne vicdanî yönden hiçbir geçerlilik tarafı olmayan tamamen manasız, şeytani hayal, tasavvur ve zanlara dayanan zararlı fikir ve süfli hissiyatlarıyla saçma-sapan hezeyanlarla zırvalamayı; hak ve fikir noktasında mağlub oldukları zaman ağza alınmaz hakaretlerle saldırmayı hüner sayan malum güruh da; her zaman alışkanlık haline getirdikleri çirkin halleriyle, zehirli dikenleri ve çalılıkları andıran bir vaziyet göstermiş oldular, maalesef...

Ahlaksızlığı körükleyen, cinayet ve intiharlara kadar varan  tehlikeli fitnelere ve manevi hayatı tarumar eden, dünyevi ve uhrevi azaplara duçar eden dehşetli fısk-u fücurlara zemin hazırlayan karma eğitimden muzdarip olmayan veya bu halin vehametini düşünmeyen, insan haysiyet ve şerefiyle asla bağdaşmayan çok tehlikeli neticelerini yaşamaktan endişe duymayan bir tek insaf ehli var mıdır!?

Üstadımız Hz. Bediüzzamanın manevî ve hayalî bir sinema ile keşfen gördüğü çok manidar ve insanı hayretlere düşüren ibretli bir vakıayı; bahsinde bulunduğumuz konunun vehametine ve çok zararlı ve acı ve elîm neticelerine açıklık getirmesi bakımından gayet manidar buluyoruz:

"Bir Zaman Eskişehir Hapishanesinin Penceresinde Oturmuştum"

"Karşısında bulunan Lise mektebinin büyük kızları onun avlusunda gülerek raks ederken, onları, o dünya cennetinde cehennem hûrileri hükmünde gördüm.

Fakat birden elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Onların gülmeleri elîm ağlamaları suretini aldı. Ondan bu gelen hakikat inkişaf etti. Yani, elli sene sonraki hallerini manevî ve hayalî bir sinema ile gördüm ki:

O gülen altmış kızdan ellisi; kabirde azab çekiyorlar, toprak olmuşlar. Ve on tanesi, yetmiş yaşında çirkinleşmiş, herkesin nazar-ı nefretini celbediyorlar. Ben de onlara ağladım."

Fitne-i âhirzamanın mahiyeti bana göründü ki; o fitnenin en dehşetlisi ve cazibedarı, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor. İhtiyarı selbedip, pervane gibi sefahet ateşine atıyor. Ve bir dakika hayat-ı dünyeviyeyi, senelerle hayat-ı bâkiyeye tercih ettiriyor.

Ben bir gün sokağa bakarken, o fitnenin tesirli bir nümunesini hissettim. Gençlere çok acıdım. Dedim: "Bu bîçareler kendilerini, bu mıknatıs gibi cezbedici fitnenin ateşinden kurtaramazlar." (Gençlik Rehberi )

YORUM EKLE