VARTAYA DÜŞMEK

Çok şey bilen diyor:
Gidecek her gelen nesil!
Ey sade-dil, bu bahsi hayatında böyle bil!
Hiç durmadan hayat öğütür
devreden bu çark.
Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark!
İlmin derin görüşleri, aklın hükümleri,
Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri.
( Y. Kemal )

İnsanları vartaya yuvarlayan asıl şey  ardına düştüğü şeyler değil mi ?
kademe kademe insanları uçuruma sürükleyen
 Farkına bile varmadan ömür sermayesini bitirir de farkına varmaz...
Ardında eksik hayaller, eksik işler eksik amellerle gider.
En büyük çıkmaza bizi sürükleyen  ya da aldatan şey :

TE'HÎR yani  ERTELEMEK tam olarak sonraya bırakma, geciktirme, geriye bırakma..

 Erteliyoruz sanki baki bir ömrümüz varmışçasına,
 hem dünyevî hem uhrevi bir çok şeyi  erteliyoruz ,
hayatı erteliyoruz en önemlisi ibadet u tâatımızı erteliyoruz...

- Namazı sonra okuldan , işten, eşten, çocuktan fırsat kalırsa....!
- Örtüyü ,tesettürü kendini hazır hissedince !!
- Zekat mı sadaka mı zengin olunca inşallah !
- Teheccüd, kuşluk , Nafile oruç  yokkk ben zâhid miyim sofu muyum, zar zor yapıyorum Farzı ?
- İlim öğrenmek mi ne gerek var öyle yuvarlanıp gidiyoruz
 ömr-ü billah yalan yanlış, taklit, bid'at Öyle böyle gidiyor işte..
- Hac mı ona daha çokkkkk uzun zaman var yaşlanınca hatta kabir kapısına varmadan bir durak önce....!!! 
Neden hac ve umreye gidenlerin yaş ortalaması 40-50 yaş üzeri sebebi bu değil mi sanki 
taaa unu eleyecek de eleği asacak duvara anca o zaman gidecek.
Dünyadan dünyalıktan elini eteğini  sirkeleyecek 
o zaman da yapabilirse tabi...
Hep sonra...
Hep daha sonraya ötelediklerimiz...
Sanki yaptığı her şey ipotekli değil 
 zaten elinden alınıp gitmeyecekmiş gibi...
Ne yaparsa yapsın elinde hiçbir şey kalmayacak ahiret için yaptıkları dışında...

“Nihayet onlardan birine ölüm gelince (tekrar tekrar şöyle) yalvarır: 
“Rabbim, beni dünyaya geri gönderiniz de daha önce terkettiğim (îmân ve) sâlih amellere sıkıca sarılayım!” 
Hayır! 
Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde vardır.”
Mü’minûn 23/99-100

"... Zaman kesici kılıçtır.
Bilinmez yarın fırsat ele geçer mi ,
geçmez mi ?..
En önemli olanı öne almak lazımdır. Ehemmiyetsizi dahi yarına bırakmalıdır.
Aklın hükmü ile iktizası budur.
' Akıl' demekle bu dünyalık işlere yarayan aklı anlatmak istemiyorum.
Asıl muradım ahiret aklıdır. " ( İmam-ı Rabbani 134.Mektup)

Rasûlullah (s.a.) Efendimiz:

“Pişmanlığın en kötüsü, kıyâmet gününde duyulandır.” buyurmuşlardır.
Geriye dönüşü olmayan, telafisi mümkün olmayan bir pişmanlıktır.
Ölüm ile uyanmak
Ya da idrakine varmak nafile.

"Yarıncılar helak oldu'' diyor ve tekrar hatırlatıyor Efendimiz (asm): 
“Böbürlenip kibirlenen, fitnecilik yapan kimse olmayın; iyi, güzel şeylerin ticareti dışında ticaret eden de olmayın.
 Muhakkak ki, onlar amellerini geriye erteleyen / yarıncı kimselerdir.”

Hayat koşturmacasında geriye attıklarımız ile elde avuçta kalan koca bir pişmanlık 
Zamanı sınırsızmışçasına harcıyoruz esas gafletimiz bu işte.
Zamanı israf ederek bolca harcıyoruz ...

" İbn Acîbe, akıl nûru kemâle eren kişilerin fânî dünyaya aldanmayıp bâkî ve bize doğru yaklaşmakta olan âhirete ehemmiyet vereceğini, ona hazırlık yapıp, ölümü ve sonrasını dâimâ gözünün önünde tutacağını ifâde ettikten sonra hukemâdan birinin şu sözünü nakleder:

“Dünya altından yapılmış olsa, ancak fâni olsa, âhiret de çamurdan ancak bâkî olsa, akıllı insan bâkî olanı fâniye tercih eder.

 Peki durum bunun aksine olur da dünya çamurdan ve fâni, âhiret de altından ve bâkî olursa acaba ne yapmak lâzımdır? "
( İbn Acîbe, el-Bahru’l-medîd, II, 112, Murat Kaya )
“Mallarınız ve evlâdlarınız sebebiyle dîninizin emirlerini zâyî etmeyin!
 Bilâkis Allah’ın hakkını her şeye tercih edin!
 Siz Allah’ın hakkını îfâ ile meşgul olursanız Allah Teâlâ dünya ve evlâdlarınızla alâkalı işlerinizi yoluna koyar.
 Sen kendini Allah’a adarsan, Allah da senin her arzunu yerine getirir,
 seni her hayra muvaffak kılar.
 Allah’ın hakkı, senden yapmanı istediği şeylerdir.
 Üzerine düşen vazîfeleri yaptığında ise haklarının sana verileceği garanti edilmiştir.
 O halde sen mükellef ve mes’ul olduğun şeyleri yapmakla meşgul ol, sana garanti edilen şeyleri elde edeceğim diye uğraşma!”
( Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, III, 590-591 , Murat Kaya )
Velhasılı kelam 

"Sayılı günler çabuk geçer "
 alınan her nefes sayılı,
 kalem kurudu...

Nefsimiz ve şeytanımız Nafile işlerle uğraştı
Rabbim nefsimizi ıslâh eyleye

YORUM EKLE
YORUMLAR
Deli
Deli - 4 yıl Önce

Selamunaleykum

Mehmet Murat
Mehmet Murat - 4 yıl Önce

ALLAH C.C E BEDEN RAZI OLSUN AMİN AMİN AMİN