YANGININ AYDINLATTIĞI GERÇEK – ERMENİSTAN TÜRKİYE’YE SAVAŞ AÇTI -1-

  1. PKK Kürt Örgütü Değil

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ savaşı görünen ama bilinmeyen bir gerçeği gün ışığına çıkardı. PKK’nın kesinlikle Kürt örgütü olmadığı gerçeğini.

Çok kimse bilmez Karabağ’ın Ermenistan’a bakan tarafı olan Laçin, Kubatlı, Kelbecer, Zengilan şehirleri demografik olarak Kürtlerin kalabalık olduğu şehirlerdir. Din birliği sebebiyle Azeri Türklerle kardeş olan ve kardeşçe yaşayan Kürtlerin 1900 lerin başında durumu “otonom bölge” idi. Sovyetler (yani bugünün Rusya’sı) Azerbaycan’ı işgal ettikten sonra bu otonomiye son verdi. Sistemli olarak bu Kürt şehirlerine Ermeni nüfusu dolduran Rusya, uyguladığı asimilasyon ve tehcir ile Kürt nüfusun o bölgede iyice azalmasını sağladı.

Ermeniler oluşturulan bu fiili durumu kendi lehlerine kullanarak 1990’ların başında Rusya’nın desteği ile Azerbaycan’ın o dönemdeki zayıflık ve perişanlığını da fırsat bilerek Dağlık Karabağ’a saldırdı ve Azerbaycan’ın beşte birini işgal etti.

Ermenilerle birlikte bu Kürt şehirlerine saldıran kimdi bilin bakalım. Tabi ki PKK idi. Kim için bunu yapıyordu? Tabi ki Ermenistan için. Kimleri öldürerek yapıyordu? Tabi ki Kürtleri…

Peki şimdi durum nedir?

Azerbaycan işgal edilen topraklarını kurtarmak için karşı taarruza geçince Ermenistan için, Ermenistan saflarında gene PKK’yı görüyoruz. Peki kim için çarpışıyor bu örgüt? Kürtler için mi? Elbette hayır. Ermenistan için savaşıyor. Hem de Ermeni askerleri mevzilerini bırakıp kaçmasına ve bölgeye devşirilen Ermeni’lerin bu bölgeyi bırakıp Ermenistan’a doğru gerisin geri kaçmasına yani gerçekte kendilerinin olmayan bu topraklardan geri çekilmesine rağmen, Ermenistan için bu canhıraş mücadeleyi PKK yapıyor.

Gelelim Türkiye kısmına.

1915 öncesinde Osmanlının 1. Dünya savaşına girmesi ve en zayıf dönemini yaşamasını fırsat bilen Taşnak, Hınçak isimli Ermeni çeteleri doğuda Kars, Van, Erzurum, Bitlis, Muş şehirleri başta olmak üzere bütün doğu illerimizde vahşi bir katliama girişir. Bu bölgelerimizdeki bütün Müslümanları Kürt-Türk ayırmadan bir jenoside yani soykırıma tabi tutar. Resmi rakamlarla bu bölgede 524.000 kişiyi çocuk-kadın ayırmadan katlederler.

Ermenilerin başta bu çeteler marifeti ve Rusların desteği ile yaptığı bu katliamlara karşı Bediüzzaman Hazretleri de kendi kurduğu ve kumanda ettiği “Gönüllü Milisleri ve Talebeleri” ile çarpışır ve Ermenilere ağır zayiatlar verdirerek bu iki çetenin korkulu rüyası haline gelir. Savaş yılları içinde Üstad Hazretleri de bu savaş içinde yaralanır ve Ruslara esir düşer ve sonrasında Sibirya esir kamplarından firar ederek uzun bir güzergah üzerinden Anadolu’ya döner.

Derken Lozan marifeti ile Kurtuluş Savaşı veren Osmanlı yıkılır, Misak-ı Milli olarak tanımlanan sınırlardan yaklaşık şimdiki Anadolu kadar bir toprak savaştığımız düşmanlara verilir. Geriye kalan topraklarımız üzerinde İngilizlerin eliyle ihdas edilen bir Kemalizm rejimi, İngilizlerin öteki dehşetli planlarını uygulamaya başlar.

En büyük gücümüz olan Hilafetimiz yıkılır, bütün alem-i İslam ile ortak olan bin yıllık alfabemiz kaldırılır Türklüğe ve İslama dair neyimiz varsa büyük bir yıkıma, tahribata ve asimilasyona uğratılır.

Bunlar içinde en önemlilerinden biri olan “soyadı kanunu” ile devletimizi yıkmakta rol üstlenen Yahudi ve Ermeniler aldıkları yeni soyadları ile bir anda toplumun içinde “görünmez ve bilinmez” hale getirilir.

Bu Ermeniler ve Yahudiler bir yere gitmemiştir. Batıda yaşayanlar Türkler içinde, doğuda yaşayanlar Kürtler içinde ve külliyetli bir kısmı da Aleviler içinde kendini gizler. Sahip oldukları Kemalizm rejimi ile yeni kurulan devletin iliklerine kadar sızmış bir vaziyette siyasetin, sanatın, bürokrasinin ve bu ülke servetinin üzerinde gerçek hakim üst sınıf olarak en parlak günlerini yaşarlar ve halada yaşamaya devam ediyorlar.

Türkler içinde Türkçülük, Kürtler içinde Kürtçülük, Aleviler içinde dinsizlik ve mezhepçilik yaparak bölücü ve yıkıcı bütün organizasyonların başını bunlar çeker. Bunları teşhis etmek çok zor değildir.

Mesela Türkçülük görüntüsü altında bin yıllık İslam tarihini baypas ederek Türk olmayan Sarı Moğol ırkını ata bilen, Cengizleri, Timurları yani gerçek Türk katillerini ata diye yüceltenler bunlardandır.

Kürtçülük görüntüsü altında olanlar, Kürtlerin bin yıllık İslam tarihini baypas ederek Fars Zerdüştlerini Kürtlerin atası olarak kabul ederler. Bin yıllık Kürt-Türk kardeşliğini yok sayıp Kürtlerin katili olan Ermenileri, Süryanileri, tarihin artığı olarak kalmış Asurileri, Yezidileri vs. Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın esas sahipleri olarak gösteren bütün Kürt görünümlü örgüt, parti, dernek ne varsa yine bunlardandır.

Alisiz Aleviliği icad ederek, Aleviler içinde ateizmi, şamanizmi yayanlar ve rejimin kurucu partisi dahil her yerde Ermeni soykırımı yalanını asıl dava edinmiş bütün yapılar bunlardandır.

İşte bu kriterler ile bakıldığında “soyadı kanunu” ile kendini gizlemiş Ermeni ve Yahudiler, bu şekilde Türkler, Kürtler ve Aleviler içinde oligarşik yapılar haline gelmiş ve Kemalizm’in şemsiyesi altında Anadolu’nun gerçek sahipleri olan Türklere ve Kürtlere karşı her türlü manipülasyonu her türlü algı ve propaganda faaliyetleri ile yapmakta, asimilasyon uygulamakta, bütün tarihî, millî, dinî varlıklarını inkar ile, dejenerasyon ve kültür emperyalizmi araçları ile tahrip etmekte, bölmekte ve birbirine düşman etmektedir.

Bu saklanmış ve gizlenmiş Ermeni ve Yahudi yapıların Kürt görünümlü olanlarından HDP ve onun arkasındaki PKK işte bu sebeplerden dolayı yine Azerbaycan’da ve Karabağ’dadır. Ama bu sefer kendini gizlemek derdi çekmeden kendi gerçek milleti olan Ermenilerin safında, Ermeni askerlerini de eğitecek kadar bir üst konumda Azeri Türklerle bir ve beraber olan Kürtlere saldırmakta ve dehşetli bir kin ile Kürtleri ve Türkleri kendi topraklarında katletmektedirler.

Bunun sadece ideolojik bir yapılanmayla izah edilebilecek bir tarafı yoktur. PKK onlarca senedir gerek kendi safında, gerek karşısında Kürt gençlerini acımasız bir zevkle ve kinle öldürtmektedir. Her Kürdün ve her Türkün ailesinden bir ölü çıkarttırıp bu iki unsurun arasına kan davası sokmakta ve tamir edilmez düşmanlık tohumları ekmektedir.

Kemalizmin en büyük eseri olan bu gerçeğin artık bütün çıplaklığı ile görülmesinin vakti çoktan gelmiştir.

Bu memleketin başındaki en büyük musibet budur.

Makalemiz devam edecek.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Absulbaki
Absulbaki - 3 yıl Önce

Kalemine Sağlık Abi Hürmetler

Ubeyd
Ubeyd - 3 yıl Önce

Allah razı olsun. Çok güzel tespitler. InşAllah bütün bunları devletimizde görür ve gerekeni yapar.

Mustafa Bulutlu
Mustafa Bulutlu - 3 yıl Önce

Teşekkür ediyorum. Çok güzel bir makale olmuş. Çok doğru bir tespit

M . yusuf
M . yusuf - 3 yıl Önce

Çok güzel bir yazı.nokta tesbitler.Allah razı olsun

Mesut eke
Mesut eke - 3 yıl Önce

Allah cc ebeden razı olsun amin.

Sedat sinan oglu
Sedat sinan oglu - 3 yıl Önce

Şimdi ermenistanı yok etme zamanı yok etsin

Yahya
Yahya - 3 yıl Önce

Tarihi bir akış içinde tesbitlerinizi sıralamışsınız ve özetlemişsînîz ,devamını bekliyoruz inş.