Atından inip şükür secdesi yaptı! Peygamber övgüsü alan fethin 569. yıldönümü

29 Mayıs 1453 yılında Osmanlı padişahlarının 7.'si olan büyük komutan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethetti. Fethin 569. yılı tüm yurtta coşkuyla karşılandı.

Atından inip şükür secdesi yaptı! Peygamber övgüsü alan fethin 569. yıldönümü

Tarihler 29 Mayıs 1453'ü gösterirken Osmanlı tahtında oturan ve henüz 21 yaşında olan 2.Mehmet, Hazreti Muhammed (sav)'in müjdesine mazhar olan İstanbul'u fethetti.

İstanbul; Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç imparatorluğa başkentlik yaptı. İstanbul, "İkinci Roma", " Yeni Roma", "Byzantion", "Konstantinopolis" ve "Konstantiniyye" olarak adlandırıldı.

Yenikapı kazılarıyla yerleşim tarihi 8 bin yıl öncesi, yani neolitik döneme kadar giden İstanbul, milattan sonra 4. yüzyılda Roma İmparatoru Büyük Konstantin tarafından Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olarak seçildi. Kentte 6 yıl boyunca surlar genişletildi, tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edildi.

Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (sav)'in övgüsüne mazhar oldu

Ortodoks Hristiyanların en önemli merkezi haline gelen İstanbul, Hazreti Muhammed'in "İstanbul (Konstantiniyye) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur." hadisinin ardından İslam dünyası için de fethedilmesi gereken önemli bir şehir olarak adını duyurdu.

İstanbul, İslamiyet'in Orta Doğu'ya hakim olmasıyla Hristiyan dünyasının doğudaki siyasi merkezi oldu. Aynı zamanda Doğu'nun zenginliklerine ulaşma, mukaddes şehir Kudüs'ü ele geçirme gibi ideallerin başlangıç noktası haline gelen İstanbul, 1204'te Haçlı Seferi için yola çıkan Latin istilasına da uğradı.

Gördüğü ilgi nedeniyle İstanbul, Müslümanlar için Batı'nın, Hristiyanlar için ise Doğu'nun eşiği haline geldi.

Hazreti Muhammed'in övgüsüne mazhar olmak için Emeviler döneminde Konstantiniyye'ye 3 büyük sefer düzenlenirken bir diğer sefer ise 781-782'de Abbasiler tarafından gerçekleştirildi. Özellikle bazı sahabelerin de katılımıyla gerçekleşen Muaviye bin Ebu Süfyan komutasındaki ilk İstanbul kuşatması daha sonraki dönemlerde silinmeyecek izler bıraktı.

Hz. Peygamber'i Medine'ye hicreti sırasında evinde misafir eden Ebu Eyyüb el-Ensari'nin bu kuşatmaya katılarak surlar önünde vefatı 1453'teki fethe kadar uzanan yolda İslam dünyası için önemli bir motivasyon kaynağı oldu.

Fethe giden yol

Sultan 2. Mehmed tahta geçtiği zaman, İstanbul'un fethi için öncelikle deniz yardımının kesilmesi gerektiği düşüncesiyle Sultan Yıldırım Bayezid'in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına 1452'de Rumeli Hisarı'nı yaptırdı.

Bu hisar, Tuna Nehri ile Karadeniz'den gelecek yardımı önlemeyi amaçlıyordu. İstanbul'un yüksek ve kalın surlarını yıkmak amacıyla devrin önemli mühendislerine büyük toplar döktürüldü.

Sultan 2. Mehmed, Şubat 1453'te dökülen topların İstanbul önlerine götürülmesini emretti. Karaca Paşa komutasındaki 10 bin kişilik ordu, öncelikle İstanbul yakınındaki Vize, Silivri ve Ayastefanos kalelerini kuşattı. Nisan ayına gelindiğinde 2. Mehmed, eyalet ve sancaklara orduya katılmaları için haber gönderdi ve 5 Nisan 1453'te Osmanlı ordusu, 2. Mehmed'in komutasında İstanbul'a hareket etti.

Fatih'in yanında hocaları Akşemseddin, Molla Gürani ve Akbıyık gibi isimler de yer alıyordu. 6 Nisan 1453'te 10 bin sipahi Maltepe civarını tuttu. Sultan 2. Mehmed de Anadolu ve Haliç'i tutmuştu. Zağanos Paşa Pera'yı fethederek, Galata üzerine yürüdü. Aynı gün Sultan 2. Mehmed, Mahmut Paşa'yı elçi olarak Bizans İmparatoru'na gönderdi ancak barış teklifi kabul edilmedi.

Savaşın seyrini değiştirecek hamle: Gemilerin Haliç'e indirilmesi

Sultan 2. Mehmed, 6 Nisan 1453'te İstanbul kuşatmasına başladı. Osmanlı ordusu kenti karadan ve denizden kuşatma altına alırken, ordu surlarda gedikler açtıkça Bizanslılar surları yenileyerek, Osmanlıların şehre girişine izin vermedi.

Osmanlı donanmasının Bizans'a yardıma gelen Ceneviz ve Venedik gemilerine engel olamaması, kuşatmaya karşı olan yöneticilerin hoşnutsuzluklarını dışa vurmalarına yol açtı. Haliç ile Karaköy arasına çekilen zincir nedeniyle Osmanlı donanmasının Haliç'e girememesi, savaşın yönünü Osmanlı aleyhine çeviriyordu.

Bu gelişmeler üzerine Sultan 2. Mehmed, savaşın seyrini değiştirecek hamlesine başvurarak 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece 72 parça kadırganın karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi emrini verdi.

Bir gece içerisinde Haliç'e indirilen donanma, 22 Nisan'da Haliç'ten ateşe başladı. Bizanslılar gördükleri karşısında büyük şaşkınlık yaşarken donanmanın Haliç'e indirilmesine inanamıyordu.

Şehrin "Fatih"i oldu


Sultan Mehmed, son büyük hücumdan önce 24 Mayıs'ta İsfendiyaroğlu Kasım Bey'i elçi olarak imparatora göndererek şehri teslim etmesini istese de anlaşma sağlanamadı.

Gemilerin Haliç'e indirilmesi ile savaşın seyri Osmanlılar lehine dönerken, Sultan 2. Mehmed, 29 Mayıs'ta büyük taarruz için emir verdi. 29 Mayıs'ta günün ilk ışıkları ile başlayan taarruzla, surlar aşıldı.

29 Mayıs 1453'te kapıları açılan İstanbul, Sultan 2. Mehmed'in önderliğindeki Osmanlı birlikleri tarafından fethedildi. Hazreti Peygamber'in övgüsüne mazhar olarak "Fatih" unvanını alan Sultan 2. Mehmed, büyük bir hoşgörü ile şehri yağmalatmazken, fethin nişanesi olarak da Ayasofya'yı camiye dönüştürdü.

"Atından inip şükür secdesi yaptı"

Danış, fetih için yapılan diğer hazırlıkları şöyle sıraladı:

"Rumeli Hisarı'nın inşa edilmesi. Sultan Mehmed'in İstanbul ve çevresinin detaylı harita ve planlarını çıkartarak, konuşlanma ve taarruz alanları ile lağım kazılacak bölgeleri tespit etmesi. Gelibolu'da İstanbul'un fethinde kullanılacak yeni kuşatma gemileri inşa edilmesi. Mimar Muslihiddin ve Saruca ile Macar asıllı Urban idaresinde Edirne'de büyük toplar dökülmesi. Kimi rivayetlere göre elli veya altmış çift öküz tarafından çekilen şahi topunun askerler, arabacılar, kazmacılar, yol ustaları eşliğinde İstanbul'a doğru yola çıkarılması. İstanbul muhasarası sırasında sorun çıkarabilecek Karadeniz ve Marmara kıyısında yer alan civar yerleşimlerdeki Bizans kuvvetlerinin Karaca Bey tarafından temizlenmesi."

Savaş sırasında yapılan en önemli hamlelerden ilkinin 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece 72 geminin Tophane'den Kasımpaşa'ya indirilmesi olduğunu ifade eden Danış, bu olay neticesinde Bizans surlarından Haliç'e bakan halk ve askerlerin büyük bir şok yaşadığını kaydetti.

Bir diğer önemli hamlenin ise fethi getiren son hücum olduğunu vurgulayan Danış, şunları aktardı:

"Osmanlı ordusu 29 Mayıs günü sabah namazı ile birlikte tüm surlar boyunca yoğun ve planlı bir saldırıya başladı. Top atışı ile başlayan hücum, yoğun dumanlar arasında surlara tırmanan askerlerin şehre giriş çabaları ile devam etti. Son yıkıcı darbeyi indiren bizzat Sultan II. Mehmed'in başında bulunduğu Yeniçeriler oldu. Ve nihayetinde saldırının en yoğun yaşandığı Topkapı bölgesinde top ateşi ve lağım patlaması sonucu yıkılan surlardan Osmanlı askerleri şehre girdi. Karadan ve denizden İstanbul'a giren Osmanlı ordusu Aksaray'da birleşip Ayasofya'ya doğru ilerlediler. Son saldırıyı atı üzerinde takip eden hatta surlara kadar gelip bizzat savaşı yöneten Sultan Mehmed, askerlerinin şehri ele geçirmesinden sonra atından inip şükür secdesi yaptı."

Şehri yeniden ihya çalışmaları


Prof. Dr. Emecen, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesiyle ilgili ayrışılan noktanın ise gemilerin hangi güzergah üzerinden taşındığı konusunda olduğunu kaydetti.

AA'nın haberine göre, Fatih Sultan Mehmed'in payitaht yapacağı şehrin durumuna özel önem verdiğini ifade eden Emecen, 1204'teki Latin istilası sırasında şehrin uğradığı yağma ve tahribatın son Osmanlı ile kıyaslanamayacak ölçüde ağır olduğunu ve izlerinin fethe kadar silinemediğini vurguladı.

Fatih'in şehri ihya etmek için öncelikle iskana önem verdiğini belirten Emecen, şehri nüfusça desteklemek için bir kısmının fidyelerini kendisi ödediğini, vergi muafiyetleri getirdiğini, ayrıca çeşitli kentlerden Rum, Yahudi ve Müslümanları taşıyarak iskan ettiğini aktardı.

Diriliş Postası

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER