Yeni Hat

Son birkaç haftadır gündem bir anda pandemi evveli hızını yakaladı. İnşaallah bu durum pandeminin nihayetini getirir. Zira hatlar ve bölgeler yeni dünya düzeni denen platformda daha da netleşmekte. Netlik yeni dünyanın yeni hareketliliğini getirecek olması ihtimaline binaen, pandeminin nihayeti ümit edilebilir.

Son harekatın yoğunluk noktaları meselenin izahı kabilinden olmuştur. Süveyş kanalının tıkanması, Libya üzerinde yeni İtalya hükümetinin ve Yunanistan’ın yoklaması, Kıbrıs’ta İsrail ve Yunanistan’ın tatbikatı ve Suud ile BAE’nin katılımı, yine Yunanistan’da ABD üstleri, Montrö sözleşmesinin hem iç ve hem dış sahada problem hali arz etmesi ve nihayet Ukrayna ile Rusya merkezli gerilim sahneleri.

Yukardaki merkezler yani, Suveyş, Libya, Kıbrıs, Adalar denizi, İstanbul boğazı, Kırım yeni dünya düzeninde bir ekvator halini almakta. Bu durum yeni halde meselelerin yatay olmaktan öte dikey ele alınacağı fikrini vermekte. Yataylığın ve dikeyliğin farklılığı malumdur.

Bu hat ve tartışma mevzuları bir çok konu hakkında fikir vermektedir. Avrupa’nın Türkiye ile yeni ilişki arayışı, Rusya’nın 15 temmuz hassasiyetinin püf noktaları, Karabağ meselesinin mahiyeti, Çin’in versiyon yükseltme resimleri v.s v.s konularını anlamlandırmaktadır.

Soru ise, bu gelgitler Avrupa, Asya ve Uzak Doğu hattında egemenliğin tapu olarak mı yoksa parsel parsel bir dağılımın olacağı üzerine bina edilecektir.

Tapu şeklinde bir tekelin oluşumu Rusya’nın dağılımını, Almanya’nın liderliği Fransa’ya devrini, Kafkaslarda yıldızı parlayacak bir Türk devletini … işaret edecektir.

Parsel parsel bir dağılım ise ki, İngiltere bu ihtimali var saymayacağı birinci dünya harbinden sonraki yüzyıllık tecrübesi ile arzu etmemektedir. Yeni dünya düzeninin yeni baharlara kaldığını işaret edecektir. Ancak gelişen hadiseler noktasında ise bu ihtimal kuvvet kazanmaktadır. Mesela, Türkiye’nin her iki dağılım ihtimaline olan uzaklığı hemen hemen eşittir. Bu belirleyici esaslardan olacaktır. Montrö’nün tartışılır hale gelmesi Türkiye’nin hal edeceği konuların ehemmiyetini gösteren bir resimdir.

Montrö dahi bu hususu uzun bir zamana yaymak için Türkiye’nin belirleyiciliği hususunda yeterlidir. Meselenin uzun bir zamana yayılabilirliği ise, montrö tartışmasında Rusçuların Amerikancılıkla itham edilmesi, Amerikancıların Rusçuluk ile itham edilebilmesinin izahı kadar zaman kazandıracaktır. Montrö’nün Adalar denizinden Karadeniz’e geçişlerinin tartışılması yerini Asya’dan Avrupa’ya geçişine bırakacaktır. Kanal İstanbul bu tartışmayı farklı bir hale taşıyacaktır.

Meseleyi bu grift vaziyetten tapu dağılımına taşıyacak olan husus ise ancak Pasifik meselesinin en birinci gündem olması olabilir.

YORUM EKLE